Sağlıklı kalmak için ne yiyip ne içmemiz gerektiği konusunda yazılan çizilen çok. Tek tek besinlerin erdemleri, mucizevi etkilerini neredeyse her gün konuşuyoruz. Bu konuda binlerce gözlem ve araştırma var.
Prof. Dr. E. Murat Tuzcu
Bu bilgiler bizi ancak bir yere kadar götürüyor. Çünkü tek tek veya birkaç besinle beslenmiyoruz. Birçok besin grubunun oluşturduğu zengin bir mutfağımız var.Son yıllarda beslenme uzmanları dikkatlerini tek tek besinler yerine beslenme tarzlarına çevirdiler. Besin grupları arasındaki etkileşimi ve katlayıcı etkileri de hesaba katmaları gereğini hissettiler.Ülkeler ve bölgeler arasındaki beslenme farklılıklarının sağlığımız için önemli olabileceği fikri yeni değil. 1950’lerin ikinci yarısında başlayan, çeşitli ülkelerdeki kalp hastalıkları ve ölüm oranlarını araştıran 7 ülke çalışmasında Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde bir farklılık olduğu gözlendi. Yüksek tansiyon, kolesterol düzeyi, sigara gibi risk faktörlerinde büyük farklılıklar olmasa da kalp krizi ve kalpten ölümlerin Yunanistan ve İtalya’da, Finlandiya ve ABD’ye göre çok daha düşük oranda olduğu görüldü. Bu değişkenliğin altında yatan nedenin Akdeniz mutfağı olabileceği ileri sürüldü. OECD’nin desteği ile yapılan 20 yıllık bir çalışmada çoğunluğu hayvanlardan (et ve sütten) kaynaklanan doymuş yağların daha çok tüketildiği ülkelerde kalp hastalıklarından ölümlerin artığı gösterildi.
Delile dayalı tıp ne diyor?
Birçok beslenme tarzını tavsiye edenler olduğu gibi Akdeniz mutfağının da hararetli savunucuları var. Konu sağlık olduğu zaman şunu yiyin uzun yaşarsınız demek kolay, lakin, delil göstermek gerek. Çağdaş tıp, eşittir delile dayalı tıp. Eskilerin deyimiyle “tıbb-i müdellel”.
Bu hafta ünlü İngiliz tıp dergisi British Medical Journal’da çok güzel bir bilimsel makale yayınlandı. Araştırmacılar 1966’dan bu yana, yani 40 yılı aşkın süredir dünya tıp literatüründe Akdeniz diyetiyle ilgili yayınlanmış bilimsel çalışmaları bulup çıkarmışlar. Metodolojisi sağlam olanlardan, her yönüyle en titiz yapılmış olanları seçmişler. Bu 12 araştırmaya katılan toplam bir buçuk milyondan fazla insanın verilerini bir araya getirmişler. Daha önce kalp damar hastalığı olmayan bu insanların çoğu en az 10 yıl süreyle izlenmiş. Yalnız kalp damar hastalıkları değil, kanser, Parkinson ve Alzheimer hastalıklarıyla da beslenmenin ilişkisini incelemişler.Akdeniz diyetine ne kadar bağlı kalındığını saptamak için kullandıkları yöntem ilginç. Eğer bir kişi yaşadığı ülkedeki ortalama tüketimden daha fazla sebze tüketiyorsa bir puan verilmiş. Meyva, baklagiller, kepekli tahıl, balık, yemeklerle içilen makul miktardaki kırmızı şarap için de benzer şekilde birer puan vermişler. Bu besinleri ülke ortalamasından daha az yiyenlere ise 0 verilmiş. Bunun tersine kırmızı et,sucuk, salam ve benzerlerini ve sütlü mamulleri ortalamadan fazla yiyenlere 0, az yiyenlere ise 1 vermişler.Akdeniz tarzı beslenmeden 2 fazla puan alanların ne sebeple olursa olsun ölüm oranları daha düşük. Kalp hastalığından ve kanserden ölümlere bakınca da aynı sonuç geçerli. Parkinson ve Alzheimer hastalıklarına yakalanma riski de daha az. İşin ilginci, notlar yükseldikçe Akdeniz mutfağının koruyucu etkisi giderek artıyor.Birbuçuk milyondan fazla sayıda insan üzerinde yapılan bu araştırma beslenmenin sağlığımız için ne denli önemli olduğunu gösteriyor. Sağlıklı beslenme, kısa süre için yapılacak perhiz değil bir yaşam tarzı olarak benimsenendir. Sadece tek bir besinin çok tüketilmesi veya vitamin ve antioksidan hapların kullanılmasının böylesine yararlı sonuçları olduğunu hiçbir çalışma göstermiş değil. Kısacası sihirli bir çözüm yok.
Kalp hastası olanlar nasıl beslenmeli?
Akdeniz tarzı beslenmenin yalnız sağlıklı insanlarda değil kalp krizi geçirmiş olanlarda da çok yararlı olduğunu gösterir kanıtlar az değil. Fransa’nın Lyon şehrinden yönetilen bir araştırmada kalp krizi geçirmiş 600 hastanın yarısı kura ile (randomizasyon yöntemi) beslenme uzmanı tarafından Akdeniz tarzı beslenme için eğitilip izlendi, diğer yarısı ise kontrol grubu olarak takip edildi. Kullanılan yöntem sayesinde, yiyip içtikleri dışındaki tüm özellikleri birbirinden farksız olan hastaların kaçının öldüğü, hangilerinin kalp krizi, inme ve kalp yetmezliği gibi çok ağır problemlerle karşılaştığı kaydedildi. Yediklerine çok dikkat etmeyenlerde, Akdeniz mutfağıyla beslenenlere göre ölümün veya saydığım ağır hastalıklardan en az birinin 3 kat daha fazla olduğu görüldü. İlaçlarla bile elde edilemeyecek kadar büyük olan bu yararlı etki araştırmayı planlayan bilim insanlarında sevinçli bir şaşkınlık yarattı.
Akdeniz tarzı beslenme nedir?
Herkesin üzerinde yüzde yüz anlaştığı bir tarif yok. Ne de olsa Akdeniz’e kıyısı olan 20 den fazla ülke var. Bu ülkelerin arasında ve ülkelerin bölgeleri arasında tarım, hayvancılık, yemek gelenekleri, adetler, ekonomi ve daha birçok yönden farklılıklar var. Bütün bunlara rağmen Akdeniz tarzı beslenme denince herkesin anladığı bazı ortak şeyler var: Meyve, sebze, baklagiller, kepekli tahıllar, kuruyemişten zengin, zeytinyağının temel yağ olarak kullanıldığı, balığın kırmızı ete tercih edildiği, süt ürünlerinin nispeten az tüketildiği, yemeğe bir kadeh şarabın eşlik ettiği bir mutfak. Kalp damar sağlığınızı korumak, bozulduysa düzeltmek istiyorsanız, işte size ilaçlardan daha etkin, yan etkileri olmayan hem de keyifli bir yöntem.Mutfakta çok yağ kullanılıyorsanız dikkat OECD’nin 1975 yılında yayınlanan 20 yıllık beslenme çalışmasına göre adam başına düşen yağ tüketimi arttıkça kalbe bağlı ölümler artıyor. Günde 60 gram yağ tüketen Japon’un ölüm riski 175 gram tüketen ABD’linin beşte biri kadar. Fransızlar çok yağ yeseler de sanki şerbetliler: Fransız paradoksu. Akdeniz mutfağının faydalarıAkdeniz diyetine göre yiyip içenlerde herhangi bir nedenle veya kalpten ölüm oranı yüzde 9 daha az. Başka bir deyişle her 10 kişiden biri sağlıklı beslendikleri için ölümden kurtuluyor. Kanser ölümleri de, ağır beyin hastalıkları da daha az görülüyor.Akdeniz diyeti hayat kurtarıyorYılları gösteren rakamlardan yukarı çekilecek dik çizginin pembe eğriyi kestiği nokta kalp krizi geçirip kötü beslenmelerine devam edenlerden o yıl kaçının hayatta ve sağlıklı kaldığını gösteriyor, yeşil eğriyi kestiği nokta ise Akdeniz diyeti uygulayanlardaki durumu.
Bu bilgiler bizi ancak bir yere kadar götürüyor. Çünkü tek tek veya birkaç besinle beslenmiyoruz. Birçok besin grubunun oluşturduğu zengin bir mutfağımız var.Son yıllarda beslenme uzmanları dikkatlerini tek tek besinler yerine beslenme tarzlarına çevirdiler. Besin grupları arasındaki etkileşimi ve katlayıcı etkileri de hesaba katmaları gereğini hissettiler.Ülkeler ve bölgeler arasındaki beslenme farklılıklarının sağlığımız için önemli olabileceği fikri yeni değil. 1950’lerin ikinci yarısında başlayan, çeşitli ülkelerdeki kalp hastalıkları ve ölüm oranlarını araştıran 7 ülke çalışmasında Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde bir farklılık olduğu gözlendi. Yüksek tansiyon, kolesterol düzeyi, sigara gibi risk faktörlerinde büyük farklılıklar olmasa da kalp krizi ve kalpten ölümlerin Yunanistan ve İtalya’da, Finlandiya ve ABD’ye göre çok daha düşük oranda olduğu görüldü. Bu değişkenliğin altında yatan nedenin Akdeniz mutfağı olabileceği ileri sürüldü. OECD’nin desteği ile yapılan 20 yıllık bir çalışmada çoğunluğu hayvanlardan (et ve sütten) kaynaklanan doymuş yağların daha çok tüketildiği ülkelerde kalp hastalıklarından ölümlerin artığı gösterildi.
Delile dayalı tıp ne diyor?
Birçok beslenme tarzını tavsiye edenler olduğu gibi Akdeniz mutfağının da hararetli savunucuları var. Konu sağlık olduğu zaman şunu yiyin uzun yaşarsınız demek kolay, lakin, delil göstermek gerek. Çağdaş tıp, eşittir delile dayalı tıp. Eskilerin deyimiyle “tıbb-i müdellel”.
Bu hafta ünlü İngiliz tıp dergisi British Medical Journal’da çok güzel bir bilimsel makale yayınlandı. Araştırmacılar 1966’dan bu yana, yani 40 yılı aşkın süredir dünya tıp literatüründe Akdeniz diyetiyle ilgili yayınlanmış bilimsel çalışmaları bulup çıkarmışlar. Metodolojisi sağlam olanlardan, her yönüyle en titiz yapılmış olanları seçmişler. Bu 12 araştırmaya katılan toplam bir buçuk milyondan fazla insanın verilerini bir araya getirmişler. Daha önce kalp damar hastalığı olmayan bu insanların çoğu en az 10 yıl süreyle izlenmiş. Yalnız kalp damar hastalıkları değil, kanser, Parkinson ve Alzheimer hastalıklarıyla da beslenmenin ilişkisini incelemişler.Akdeniz diyetine ne kadar bağlı kalındığını saptamak için kullandıkları yöntem ilginç. Eğer bir kişi yaşadığı ülkedeki ortalama tüketimden daha fazla sebze tüketiyorsa bir puan verilmiş. Meyva, baklagiller, kepekli tahıl, balık, yemeklerle içilen makul miktardaki kırmızı şarap için de benzer şekilde birer puan vermişler. Bu besinleri ülke ortalamasından daha az yiyenlere ise 0 verilmiş. Bunun tersine kırmızı et,sucuk, salam ve benzerlerini ve sütlü mamulleri ortalamadan fazla yiyenlere 0, az yiyenlere ise 1 vermişler.Akdeniz tarzı beslenmeden 2 fazla puan alanların ne sebeple olursa olsun ölüm oranları daha düşük. Kalp hastalığından ve kanserden ölümlere bakınca da aynı sonuç geçerli. Parkinson ve Alzheimer hastalıklarına yakalanma riski de daha az. İşin ilginci, notlar yükseldikçe Akdeniz mutfağının koruyucu etkisi giderek artıyor.Birbuçuk milyondan fazla sayıda insan üzerinde yapılan bu araştırma beslenmenin sağlığımız için ne denli önemli olduğunu gösteriyor. Sağlıklı beslenme, kısa süre için yapılacak perhiz değil bir yaşam tarzı olarak benimsenendir. Sadece tek bir besinin çok tüketilmesi veya vitamin ve antioksidan hapların kullanılmasının böylesine yararlı sonuçları olduğunu hiçbir çalışma göstermiş değil. Kısacası sihirli bir çözüm yok.
Kalp hastası olanlar nasıl beslenmeli?
Akdeniz tarzı beslenmenin yalnız sağlıklı insanlarda değil kalp krizi geçirmiş olanlarda da çok yararlı olduğunu gösterir kanıtlar az değil. Fransa’nın Lyon şehrinden yönetilen bir araştırmada kalp krizi geçirmiş 600 hastanın yarısı kura ile (randomizasyon yöntemi) beslenme uzmanı tarafından Akdeniz tarzı beslenme için eğitilip izlendi, diğer yarısı ise kontrol grubu olarak takip edildi. Kullanılan yöntem sayesinde, yiyip içtikleri dışındaki tüm özellikleri birbirinden farksız olan hastaların kaçının öldüğü, hangilerinin kalp krizi, inme ve kalp yetmezliği gibi çok ağır problemlerle karşılaştığı kaydedildi. Yediklerine çok dikkat etmeyenlerde, Akdeniz mutfağıyla beslenenlere göre ölümün veya saydığım ağır hastalıklardan en az birinin 3 kat daha fazla olduğu görüldü. İlaçlarla bile elde edilemeyecek kadar büyük olan bu yararlı etki araştırmayı planlayan bilim insanlarında sevinçli bir şaşkınlık yarattı.
Akdeniz tarzı beslenme nedir?
Herkesin üzerinde yüzde yüz anlaştığı bir tarif yok. Ne de olsa Akdeniz’e kıyısı olan 20 den fazla ülke var. Bu ülkelerin arasında ve ülkelerin bölgeleri arasında tarım, hayvancılık, yemek gelenekleri, adetler, ekonomi ve daha birçok yönden farklılıklar var. Bütün bunlara rağmen Akdeniz tarzı beslenme denince herkesin anladığı bazı ortak şeyler var: Meyve, sebze, baklagiller, kepekli tahıllar, kuruyemişten zengin, zeytinyağının temel yağ olarak kullanıldığı, balığın kırmızı ete tercih edildiği, süt ürünlerinin nispeten az tüketildiği, yemeğe bir kadeh şarabın eşlik ettiği bir mutfak. Kalp damar sağlığınızı korumak, bozulduysa düzeltmek istiyorsanız, işte size ilaçlardan daha etkin, yan etkileri olmayan hem de keyifli bir yöntem.Mutfakta çok yağ kullanılıyorsanız dikkat OECD’nin 1975 yılında yayınlanan 20 yıllık beslenme çalışmasına göre adam başına düşen yağ tüketimi arttıkça kalbe bağlı ölümler artıyor. Günde 60 gram yağ tüketen Japon’un ölüm riski 175 gram tüketen ABD’linin beşte biri kadar. Fransızlar çok yağ yeseler de sanki şerbetliler: Fransız paradoksu. Akdeniz mutfağının faydalarıAkdeniz diyetine göre yiyip içenlerde herhangi bir nedenle veya kalpten ölüm oranı yüzde 9 daha az. Başka bir deyişle her 10 kişiden biri sağlıklı beslendikleri için ölümden kurtuluyor. Kanser ölümleri de, ağır beyin hastalıkları da daha az görülüyor.Akdeniz diyeti hayat kurtarıyorYılları gösteren rakamlardan yukarı çekilecek dik çizginin pembe eğriyi kestiği nokta kalp krizi geçirip kötü beslenmelerine devam edenlerden o yıl kaçının hayatta ve sağlıklı kaldığını gösteriyor, yeşil eğriyi kestiği nokta ise Akdeniz diyeti uygulayanlardaki durumu.
Yorum Gönder
yorumlarınıza ve yorum sayfası üzerinden bize sorduğunuz sorularınaza en kısa sürede dönmeye çalışacağız daha sağlıklı bir iletişim için sağ alt köşede çıkan whatsapp ikonuna tıklar iseniz direk whatsapp iletişimi sağlayabilirsiniz.
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.