kiprit otu faydaları yan etkiler kullanım dozajı

Kipriotu, Purpuroter Sonnenhut, Echinacea purpurea MÖNCH.
Al Kirpi çiçeği
Kipri kafası
Immün otu
Güneşlik çiçeği
Bakır çiçeği
Güneş çiçeği
Gökçek çiçeği
Kırmızı Kipriotu
kibrit otu

Familyası: Bileşikgillerden, Klorbblütler, Asteraceae
Drugları:
Al Kipri otu: Echinaceae purpureae herba
Al Kipri rotu: Echinaceae purpureae radix
Al Kipri otu kökü ayrı ayrı veya birlikte çay, tentür, ekstre, şurup ve natürel ilaç yapımında kullanılır.
Giriş:
Kipriotugillerin takriben 15 alt türü mevcuttur ve bunlardan sadece üç türü tıbbi maksatla kullanılır. Son yapılan araştırmalarda Al Kipri çiçeğinin daha etkili olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle bu bitkiyi öncelikle inceliyoruz, diğerlerine de kısaca metin sonunda değineceğiz.Bunlar;
1) Dar yapraklı (pembe, narin) Kipriotu; Echinacea angustifolia DE CAN DOLLE ve
2) Soluk Kipriotu; Echinacea pallida Nutt bizi ilgilendiren türlerdir.
Amerika’da Kızılderili bir kadının Al Kipriotunu ezerek bir hastanın yara¬sına sarar. Bunu gören Dr. Meyer durumun ne olduğunu sorar ve araştırma yaparak kendisi de ilk defa Kipriotunun tıbbi olarak kullanımına başlar. ABD’nin Güney Eyaletlerinden Ohlahoma Missari, Texas gibi eyaletlerde yabani olarak yetişen Kipriotu değerinin anlaşılması ile bir¬likte Amerika ve Avrupa’da 20. yy.’ın başında kültür bitkisi olarak yetiştirilmeye başlanmıştır. 1935’de antibiotiklerden sulfanomidin keşfi ile birlikte bir süre unutulmuş ve 1960’larda tekrar incelenmeye ve kullanılmaya başlanmıştır. Bilhassa kimyasal ilaçların yan tesirinin anlaşıl¬ması ile birlikte Kipriotu yeniden büyük bir önem kazanmıştır. Bitkinin Kipriotu diye anılması görünümünün tehlike karşısında kafasını içe çekerek büzülen Kirpiye benzemesindendir, ayrıca küre şeklinde olması nedeniyle Küre çiçeği, bakır renginde olmasından dolayı Bakır çiçeği ve çok güzel olması nedeniyle Gökçek çiçek (Gökçek eskiden güzel anlamına gelirdi) diye anılır. Kipriotu ve kökünden günümüzde sadece Avrupa’da 172 ilaç firması 850 çeşit sade veya kompleks ilaç üretmektedir.
Botanik:
Kipriotu 50-130 cm boyunda çok yıllık dikine uzanan az çatal-laşan tüylü bir bitkidir. Alt yaprakları oval veya yumurta şeklinde kenarları bütün, 10-20 cm uzunluğunda 7-15 cm genişliğinde ve 15-25 cm uzunluğunda bir sapı vardır. Gövde yaprakları yukarıya doğru küçülür, kalp veya mızrak şeklini alır ve sapı da kısalır.
Çiçekleri küre veya büzülmüş Kirpi şeklinde olup 2-4 cm uzunluğunda, 1,5-3,5 cm eninde, bakır renginde ve üzeri uzun diken şeklinde dizilmiş olan 3-6 mm uzunluğundaki borucuklardan oluşur. Çiçeğin etrafına 13-20 adet dil veya şerit şeklinde uçları sivri, kenarları bütün, açık pembe, pembe veya kan kırmızısı renkte olabilir ve bu yapraklar örtü yaprağı veya dil yaprağı diye anılır. Bu bitkiyi örtü yapraklarının renginden dolayı Al Kipriotu diye anmayı uygun bulduk. Kökleri 10-15 cm uzunluğundaki bir kazık kök ve ondan çevresine uzanan saçak köklerden oluşur. Dışı açık veya koyu kahverengindedir.
Yetiştirilmesi:
Başta ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, Japonya gibi ülkelerde kültür bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Türkiye iklim bakımından Kipriotu için en ideal ülkedir ve hemen her yöresinde yetiştirilebilir.
Hasat zamanı:
çiçek açmaya başladığı andan itibaren çiçek, yaprak, ve sürgünleri toplanarak bitki özü baskı ile çıkarılarak özel bir takım işlemlerden sonra şurubu veya damlası elde edilir. Kiprikökü taze olarak tentür veya natürel ilaç yapımında kullanılır veya kurutulur.
Birleşimi:
Kipriotunun birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz;
1) Fenolkarbonikasitester türevleri; %1-3 arasında olup en önemlileri; 2,3-O-Dicaffeoyltartarikasitester (Cichorienasit), 2-O-Feruloyltartarikasit, 2-O-Caffeoyltartarikasit (Caftarasit), Cichorienasitmetilester, 2,3-O-Diferuloyltyartarikasit ve 2-O-Caffeoyl-3-O-feruloyltartarikasit’i sayabiliriz.
2) Alkamidler; Dodeca-2E,4E,8Z,10E-tetraenasit-isobutilamid; Trideca-2E,7Z-dien-10,12-diinasitisobutilamit ve Undeca -2E,4Z-dien-8,10-diinasitisobutilamit’i sayabiliriz.
3) Flavonitler; Quercetin, Rutin, Luteolin-7-glukozit, Kâmpferol-3-rutinasit ve Quercetin-3-glukozit
4) Polisakkaritler; 4-O-Metilglukuranoarabinoksilan (molekül ağırlığı 35.000), Arabinoramnogalakton (m.a 450.000), Arabinglaktanlar (AGs 45.000), Fucoglaktoksiloglukan (m.a 10-25.000) ve Xyloglukanlar (Ksloglukanlar m.a 79.500 Da. Dalton)
5) Eter yağı türevleri; Borneal, Bornylacetat, Caryophyllen, Caryophyllenepoxit ve Germacren içerir.
6) Kiprikökünün birleşiminde bunlardan başka Polyacetylen’ler bulunur ve Fenolkarbonikasitesterler %0,5-2 Eter yağları %0,05-0,2 oranındadır ve içerikleri hemen hemen aynıdır.
Tesir şekli:
Bulaşıcı hastalıklara karşı bağışıklık sistemini kuvvetlendirici, antibiotik, antiviral, yaraları iyileştirici, iltihapları önleyici, şişkinlikleri önleyici ve antialerjik özelliklere sahiptir.
Araştırmalar:
Günümüze kadar toplam 32 klinik araştırması yapılmıştır. Bu araştırmalar Al Kipriotu; Al Kiprikökü; Pembe Kiprikökü ve Soluk Kiprikökünde elde edilen damla, draje, hap veya kapsüller yapılmıştır. Araştırmalarda birleşimindeki Fenolkarbonikesterler, Alkamitler ve Polisakkaritlerin aynı şekilde bağışıklık sistemini kuvvetlendirici ve fagosite özelliği harekete geçirici özelliklere sahip olduğu tespit edilmiştir.
İşte bu araştırmalardan bazıları;
1) Bitkisel draje ve plasebo (denek ilacı) ile 609 üniversite öğrencisi üze-rinde deneme tedavisi yapılmıştır. Bunlardan 303’üne Kipriotu kökü ekstresinden elde edilen draje (r…) 306’sına plasebo hap (deney hapı) 8 hafta süreyle verilmiştir. Bitkisel draje alanların vücudu başta grip olmak üzere bulaşıcı hastalıklara karşı daha dayanıklılık göstermiş ve daha sürede yakalandıkları grip, nezle gibi rahatsızlıkları atlatmışlardır.
2) 1000 doktor ile yapılan görüşme sonucu 1 yıl içinde 141.400 çocuğu bitkisel ilaç (E…) yazdıkları ve genellikle bulaşıcı nefes yolu rahatsızlıklarından; grip, nezle, öksürük vb. ile bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle ortaya çıkan bulaşıcı hastalıklara karşı kullanılmış ve çocukların daha kısa sürede iyileştikleri görülmüştür.
(ZP.6.98.318)
3) İsveç’te fabrika (Falköping) işçileri üzerinde deney yapılmış ve özellikle bitkisel (E…) damlası alanların daha kısa sürede grip, nezle gibi üşütmeden dolayı çıkan rahatsızlıkları atlattıkları görülmüştür. Almanya’da üşütme hastalıklarından dolayı bir yılda 60 milyon iş günü kaybı olduğu tespit edilmiştir. (Nhp.4.98.626/Nhp 3.99.392)
4) Al Kipriotu kökünden ile diğer Kipriotu köklerinden elde edilen dam-lalarla deney yapılmıştır. Bu deneyler sonucunda Al Kiprikökünden elde edilen ekstrelerin çok daha üstün olduğu tespit edilmiştir. Mesela İnterferonları daha aktifleştirmektedir. İnterferonlar (vücudun kendi ürettiği protein) RNA ve DNA virüslerini, bakterileri ve hatta parazitleri etkisiz hale getirebilmektedir. Fagositleri (mikropların yapısını bozan antikorlar üretir veya bunları içine alarak parçalar) güçlendirerek savunma sistemini kuvvetlendirir. Ayrıca yaraların ça¬buk iyileşmesini sağlar. Urların yayılmasını önler ve kanser tedavisi (kimyasal ilaçla) görenlerin ağrılarını ve ilaçların yan tesirlerini azaltır. (ZP.4.97.207, ZP3.95.157)
5) Al Kipriotundan elde edilen bitkisel (E….) şurubu ile ABD, Kanada, Almanya ve Rusya’da toplam 455 çocuk üzerinde deneme tedavisi yapılmıştır. Doktorların %((,5’i çocukların %86,6’sının iyi ve çok iyi dediği ve bu şurubun öksürük, nezle, burun akıntısı, kulak ağrısı, yutma rahatsızlığı, boğaz iltihaplanması gibi rahatsızlıkları iyileştirdiği gözlenmiştir. (ZP.1.99.15 ve HV 1.99.54)
Kullanılması:
a) Araştırmalara göre grip, nezle, öksürük, boğmaca, boğaz iltihaplanması, burun akıntısı gibi genellikle üşütme ile ortaya çıkan bulaşıcı salgın hastalık veya sıradan bu tür rahatsızlıklara karşı kullanılır. Yani bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
b) Homeopatide; bulaşıcı hastalıklar, kuş palazı, kızılcık, çıban, kanlı çıban, göğüs ağrısı, iltihaplanmalar, bacak ülseri, kangren, yanmalar, apandisit, prostatit, göğüs, rahim ve yumurtalık iltihaplanmalarına karşı kullanılır.
c) Komisyon E’nin 162 No’lu 29/08/1992 tarihli Monografi bildirisine göre; grip gibi bulaşıcı hastalıklara karşı kullanılır.
Açıklamalar: Bu rahatsızlıklara yakalanmadan önce veya yakalandıktan hemen sonra ilk iki gün yüksek dozajda, sonraları normal dozlarda damla veya hapları alınırsa rahatsızlık hem hafif hem de kısa bir sürede geçer. Şayet üşütme nedeniyle kişide rahim, yumurtalık, prostat, lenf bezleri, bademcik iltihaplanması, idrar yoları ve nefes yolları iltihaplanması gibi rahatsızlıklara yakalanılmış ise bu rahatsızlıklara karşı da yardımcı ilaç olarak kullanılır. Haricen olarak merhemi ile iyileşmeyen yaralar, yanıklar, şişlikler, ağız içi yaralar, akne, çıban ve uçuk gibi rahatsızlıklara karşı da kullanılır. Yukarıda araştırmalarda da değindiğim gibi fagositleri ve interferonları aktifleştirir ve hücreler arası geçirgenliği azaltan ve iltihaplanmaya neden olan Hyaluranikasiti etkisiz kılar, T ve B hücrelerini aktifleştirir ve çoğalmalarını sağlar. Görüldüğü gibi kimyasal antibiotikler sadece bakterilere karşı etkili olurken Kipriot ve kökünden elde edilen natürel ilaçlar, bakteriler, virüsler ve parazitlere karşı etkili olmaktadır.
Çayı: Kipriotu ve kökü hemen taze olarak işlenmesi gereken bir bitkidir, kurutulduğunda aynı etkiyi göstermemektedir. Bu nedenle çayı yapılmamaktadır.
Merhemi: İçinde kaynar su olan bir kabın içine ayrı bir kap konur ve içine 250 gr vazelin ve 250 gr parafin konarak eritilir ve içine Al Kipriot ve kökü ilave edilir. 3-4 saat yanmadan bekletilir ve iki gün buzdolabında bekletildikten sonra hafif ısıtılarak süzülür ve merhem elde edilir.
Homeopatide:
Eskiden Pembe Kipriotu ve kökünden tentür yapılmak-taydı, şimdi ise Al Kipriotu ve kökünden daha etkili olduğu anlaşılmıştır ve ona doğru bir dönüş 1990’larda başlamıştır. Biz de burada bu nedenle Al Kipriot ve kökünü tentür yapımında tavsiye edeceğiz. Kipriotu (genellikle çiçek ve narin yaprakları) ve kökünden (yıkandıktan sonra) 100 gr ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine %70’lik 500 ml Etanol ilave edilir ve güneş ışınlarından uzakta muhafaza edilir. Şişe iki günde bir çalkalanır ve 6-8 hafta sonra süzülerek Homeopatide < > ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden grip, nezle, boğmaca gibi rahatsızlıklara karşı ilk iki gün her iki saatte bir 20-30 damla bir miktar su ile alınır. Üçüncü ve dördüncü gün 4-5 defa 20-30 damla ve sonraları günde 3-4 defa 20-30 damla alınır.
Hastalığın belirtileri (semptomları):
1) Titreme nöbetleri
2) Bezelerin şişmesi
3) Deride Absezın hemen hızla yayılması
4) Dermansızlık ve yorgunluk, isteksizlik, korku duygusu, iç titreme, pis kokulu yellenme, sarı renkli gaita (dışkı)
5) Derinin kuru ve hassaslaşması
6) Dil kuru, şiş ve üzerinde gri bir tabaka varsa
7) Sabah yorgunluğu ve donukluk gibi hallerde Kipri tentürü en uygun olanıdır.
Ekstresi:
Kiprikökü aynı zamanda Etanol ile ekstraksiyonu yapılarak hülasası (ekstre) elde edilir, aynı tentür gibi kullanılır.
Yan tesirleri:
Kipriotunun veya kökünün bilinen bir yan tesiri yoktur. Fakat 4-6 hafta kullandıktan sonra bir süre ara verilir ve gerekirse tekrar alınabilir.

Yorum Gönder

yorumlarınıza ve yorum sayfası üzerinden bize sorduğunuz sorularınaza en kısa sürede dönmeye çalışacağız daha sağlıklı bir iletişim için sağ alt köşede çıkan whatsapp ikonuna tıklar iseniz direk whatsapp iletişimi sağlayabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger] [facebook]

ivythemes

{facebook#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {twitter#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {google-plus#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {pinterest#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {youtube#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {instagram#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget