riyazet nasıl yapılır riyazet tipi beslenme programı

Riyazet Kolon temizliği nedir nasıl yapılır ne gibi hastalıklara fayda verir.

Geçmiş kaynaklar özellikle selçuklu tıbbı bize riyazet kelimesinin ve taşıdığı mananın ne derece altın değerinde olduğunu hatırlatıyor. Günümüzde unuttuğumuz ve yüzeysel detokslar ile sonuç almaya çalıştığımız bir çok sorunu temelinden riyazet ile çözme potansiyeline sahip olduğumuzu bilsek beş dk düşünmez tüm detayları araştırır ve uygulamaya koyulurduk. Dünya genelinde yükselen bir trend olan orucun ruhani ve cismani türevi olan riyazet unutulmaya yüz tutmadan önce mevlevi çilehanelerdinde 40 gün arpa ekmeği ve bal ile yapılan ruhani bir yürüyüş olmanın yanısıra bir çok hastalığımızın sebebi olan kolon ve beden kan temizliğinin en etkili yapılma yöntemi idi. Bilakis Amasya da bulunan mevlevi dergahı içerisindeki çilehanede muhteşem Sülaymanın bu programa girdiği ve pers seferi dönüşünde bacağındaki cilt kanserinden iyileştiği rivayet olunur. Ölçü peygamber efendimizden bu güne 40 olarak olınmış olup tasavvufta çokça tekrar eden bir sayı aritmetiğinin matametiksel bir formudur. Sebebide  peygamber efendimizin alkol tüketen bir breyin alkolün vücudundan 40 günde çıkacak olmasını beyan etmesidir. Yapılan bir çok çalışma göstermiştir ki Bağırsak sistemimize ve sindirime dahil olan her gıda veya sıvı türleri su hariç vücuttaki işleyişini ve hücrelerimizden tamamen arındırılmasını 40 günlük bir zaman diliminde tamamlamakta. Hayat boyu sağlık koşullarımızın en güzel noktada olmasını arzu ediyor isek Ve sindirim sorunları yaşamadan konforlu bir yaşam sürmek niyetinde isek riyazet dediğimiz derin kolon ve kan temizliğini bir kaç yılda bir uygulamamız oldukça elzemdir. 

riyazet ile beden temizliği

Düzgün bir şekilde vücut ve beden temizliği yapıldığında vücutta biriken toksinler asitler , safra, doğal olmayan ve organlarımızın işleyişini yavaşlatan çok miktarda mukus ( erzurumlu ibrahim hakkı balgam der) vücuttan atılır ve hem iç organlarımız hemde salgı beslerimiz normal ve dengeli çalışarak sağlıklı bir bedene kavuşmamızı sağlar. Vücudumuzda biriken bu mukus yapısı kan , beyiin, ve lenfatik sistemimizin sağlıklı işleyişini büyük oranda engeller. Riyazet ile yaptığımız derin temizlik bu sistemlere işlevsellik kazandırmakla kalmaz aynı zamanda güçlü bir bağışıklık sistemine kavuşmamızıda sağlar.

Özellikle avrupada ve amerikada klinik ortamlarda uygulatılan bu kolon temizliği detoksu başlamadan önce ve sonra yapılan kan analizleri daha temiz bir kan ve güçlü bağışıklık sistemini göstermiştir.Riyazet öncesi ve sonrası için nötrofil hareketlerinin ölçüldüğü bir çalışmada nötrofillerin riyazet sonrası 10 kat daha hızlı hareket ettiği tespit edilmiştir.Şimdi akla gelen ilk soru nötrofil nedir kısaca açıklayacak olursak nötrofil: kanımızda doğal olmayan kalıntıları ve hastalığa sebep olabilecek şeyleri arayan ve bunları tüketen bir tür beyaz kan hücresidir. Vücudunuz bir patajonle uğraşırlken bunun sizin için ne kadar değerli olduğunu bilseniz ne kadar değerli bir şey olduğunu daha rahat anlardınız. 

Tüm gastrointestinal sistemi içeren sindirim sistemi, bağırsak olarak adlandırılan ikinci beyne sahip olup vücudumuzun merkezi ve çekirdeğidir. Tüm organlarımızı slgı bezlerimizi kaslarımızı hücrelerimizi bu organımız ve tükettiğimiz gıdalar ile besleriz Sindirim sistemi beslenme yapımıza bağlı olarak Türkiyenin %80 inde olduğu gibi aşırı asitli ve safralı toksik hale geldiğinde düzgün çalışmasını kaybeder ve parazitlere, patalojik bakterilere, mayalara, mantarlara karşı savunma gücünü kaybeder ve bu tür şeylerin yuvası haline bile gelebilir. Sonrasında ise bağırsakta gelişen sindirim sistemi hastalıkları ve hücresel mutasyonları hayatımızın içerisinde buluruz. ve bu tür hastalıkların tamamıda iyi yönetilemeyen stres düzeyleri ile vücutta daha belirgin hallere gelmeye başlarlar. 
riyazet öncesi colon ve riyazet sonrası

Hastalıklarımızın bir çoğunda yani halkın %80 i %90 ında zayıflamış bir sindirim sistemi etkindir. Bu da kısır bir döngüye sebep olur. Şöyleki ; bağırsaklarda asitler ve toksinler biriktikçe bağırsak duvarı boyunca hücreleri yakabilir, zarar verebilir veya öldürebilir. Bağırsak hücreleri bu duruma daha fazla müsin salgılayarak karşılık verir. mukuslar glikoprotein solisyonları  ve bağırsak duvarına kuvvetle yapışacak şekilde oluşmuş çok yapışkan bir maddedir. Hücreler daha fazla asit ve toksinle temas ettikçe bağırsak duvarı boyunca oluşan bu tabaka dahada kalınlaşır ve bağırsak hücreleri daha fazla müsin üretimine devam eder. Buda bağırsağımızı gittikçe daraltır. 

Akademisyen doktor olan Bernard Jensenin yaptığı bir çalışmayı okuduğumda Bağırsak çapı bir kurşun kalem kadan daralan bir hastanın durumunu ayrıntılı inceleme şansım oldu Bu duruma gelmesinin ana sebebi fastfood beslenme ve devamlı hayvansal protein tüketimi olduğu belirlenmiş olan bu hasta karaciğer büyümesi ve çeşitli cilt hastalıklarınada sahipti. Ve aynı zamanda tip 2 diyabet olup bu tür şikayetleri riyazet yapana ve kilo kontrolü sağlayana kadar onu ciddi rahatsız ettiği çalışmada belirtilmişti.  Ayrıyetten sadece benim ulaşabildiğim bağırsaktaki müsin birikimlerini ve bunların sebep olduğu hastalıkları inceleyen bunun gibi 100 ün üzerinde klinik çalışma mevcut olup taa selçuklulardan bize müras kalan riyazetin neleri iyileştirebileceğini aynelyakin görme fırsatımda oldu. 
sağlıklı kolon ve toksik kolonun arasındaki fark

Mükoid plağı bağırsaklarımızda belli bir derece biriktikten sonra büyük sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Çok fazla sayıda oluşan müsin katmanı tükettiğimiz gıdaların bağırsaklarımızda hareket etmesini sağlayan bağırsak kaslarımızın doğal hareketlerini engelleyebilir. Kabızlığa neden olan bir çok etmen olmakla birlikte bu en kuvvetli sebeplerden biridir. Midedeki mukoid yapının belirli bir kalınlığa ulaşması ise hidroklorik asitin bu tabaka ile etkileşime girmesi sonucunu doğurmakla birlikte yediğimiz gıdalardaki proteinlerin düzgün bir şekilde sindirilmemesi gibi bir zaafiyet oluşturu. Düzgün sindilemeyen bir çok protein vücuda girer ve bu belli bir derece biriktikten sonra vücut oları çıkarmak için elinden geleni yapar ve yapamadığı zaman otoimmun hastalıklara sebebiyet vermeye başlar. Bunları örneklendirmek oldukça kolaydır en basiti bir çok cilt hastalığı romatizmal hastalıklar ve sbebei ve çaresi bilinemeyen bazı rahatsızlıklar. 

En çarpıcı örnek ise 1918 yılında dünya genelinde 50 ila 100 milyon insanı öldüren pnomoni salgını ölenlerin büyük çoğunluğunda midede hidroklorik asit üretimi olmadığı düşünülmektedir. 1975 verileri hastanelerde tedavi gürenlerin %80 inin midesinde hidroklorik asit üretilmediği saptanmıştır.

Hidroklorik asit deyip geçmeyin her nekadar kimyasal terimlere yabancı olsanızda bu asitin patojenik mikropların ve parazitlerin vücur sistemimizin iç kısmına girmesini önlediğini bilmenizi isterim. Pinomoni genellikle akciğerimizle alakalı olsa dahi normal bir yapıya sahip olan bağırsak kültümüz ve vücut patojenler mideyi geçene kadar ve bağırsağı kirletene kadar genellikle bunla başa çıkabilir. Bağırsak enfekte olduğunda bağışıklık sistemimiz zayıflar ve herhangi bir salgında bağırsak enfeksiyondan temizlenemez ise veya bağışıklık sistemi kuvvetlendirilemez ise ölümcül boyutlara ulaşabilir.

Çerez gibi antibiyotik kullanarak Bu illa ilaç formunda olmayabilir. Antibiyotik katkılı reçel bile yiyor olabiliriz veya endüstriyel tavuk yumurta biz farkında olmadan bağırsaklarımızdaki faydalı bakterileri öldürüyor olabilir. Doğal olmayan market ürünleri endüstriyel mutfağın acımasızlığı doğala ulaşmadaki kısıtlı imkanlar ve hayatın acımasız gerçekleri şuan toplumumuzda 266 dan fazla yaygın olarak gürülen hastalığın temel sebepleridir. Aynı zamanda son zamanlarda yapılan çalışmalar aşırı kilolu ve hiç kilo alamayan (iki türde genelde obezdir) insanların piyasada bulunan probiyotiklerin %95 inden fazlasında bulunan laktik asit üreten lactobacillus bakterilerinin bağırsakta baskın olarak bulunduğunu göstermiştir. bu durum hem obezite hemde obezite ile alakalı bir çok hastalığın temel sebeplerindendir.

Aşırı kilo ve obezitenin sebepleri hakkında yapılan araştırmaları ile bilinen newyork üniversitesi tıp fakültesi antibiyorikleri obezitenin birinci sebebi olarak tanımlamıştır. 

Mukoid plaka belli bir kalınlığa ulaştığında sindirim enzimlerinin gıda ile karışması engellenir. Yediğiniz yiyeceklerin pankreatit ve safra kanalının uygun sindirim için gerekli salgıları saldığı üst ince bağırsaklara taşındığınu hayal edin Bu salgılara ince bağırsak boyunca salgılanan diğer 22 sindirim enzimi ile birlikte bağırsak lümeni içerisinde yiyeceklerimize karışarak yemeğin sindirilmesine yardımcı olmaktadır. Anca bu salgılar mukid plak tabakası ile karşılaşırsa ve yediklerimiz iyi sindirilmez ise öğününüz vücutta toksin haline gelir. Kötü sindirimden muzdarip bebekleri içeren bir çalışmada biyopsiler çocukların anormal müsin birikimine sahip olduğunu göstermiş olup doktorlar çocukların gıdaları düzgün bir biçimde sindiemediklerine ikna olduklarını ve müsin birikimlernin sindirim enzimlerinin gıda ile dğoğru temez etmediğini ortaya koymuştur.
Gıdalar enzim olmadan sindirilemezler. Sindirilmeyen yiyecekler bağırsaklarda kaldığında bağırsak cepleri olarak andlandırılan cepler içinde hapsolur. ve eğer organik olarak yetişen gıdalar yerine ticari olarak yetiştililen yiyecekler tüketilir ise pestisitler, fungusitler, herbisitler, kurşun,arsenik,kadmiyum,sülfatlar ve diğer yüksek derecede toksik kiysallar ki bir çoğu kansarojen olan bu kimyasallar mukoid plak ile birleşir ve bağırsak ceplerinde birikmeye başlar. Bu zehirli parçacıkların bir kısmı plağın içinden geçecerek bağırsak duvarını uyararak ek katmanlarda ve ceplerde daha fazla mukoid oluşmasını sağlar ve müsini tetikler. Bazıları ise kana karışarak karaciğeri zayıflatır ve bazıları karaciğerden geçerek böbreklere ve vücudun diğer bölgelerine yerleşir ve yerleştiği bölgede zayıflık ve işlev bozukluğuna neden olabilir. çoğu durumda vücut bu sindirilmemiş maddeleri fermantasyon yöntemi ile çıkarmaya çalışacaktır.

Sosyo kültürel beslenme yapısı hazır gıda ve gıdadaki sanayileşme son 20-30 yılda çoğu insanın bağırsaklarını işlevsiz hale getirmiştir. Ne kadar korkunç ve piz olduğunu hayal bile edemezsiniz. Bu ise bir çok insanın bağırsağında parazit yaşamasına sebep vermiş olup dünya genelinde ödül almış bir çok doktor karaciğer hastalıkları kanser kalp sorunları gibi birçok hastalığın %90 ının bağırsaklarımız ile alakalı olduğunu düşünmektedirler 

Arkadaşım ve akıl hocası Dr. Bernard Jhansen Mahatma gandi ve Ve Hunza türklerinden bir çok Hollywood yıldızlarına kadar yaptığı araştırma ve çalışmalar sonucu şunları söyemişti. Hastalıkların en çok olduğu bölgeler sanayileşmiş  ve endüstryel tarımla uğraşan ülkeler olmuştur. Sanayileşmemeil ve tarım endüstrisinin egemen olmadığı eski hun türkleri hunzalar gibi toplumlarda hastalıklar çok rastlanmamakta ve insan ömrü çok uzun ve sağlıklı olmaktadır.
Eskiden Amerikada derdik ki bu ülkein %40 ı aktif obezdir. şimdilerde ülkemizde bile pekçok insan aşırı miktarda işlenmiş , doğal olmayan endüstriyel ürünlere bağımlı hale gelmiştir. Bu gıda ürünleri yağ ve protein bakımından çok yüksek değerlere sahip olmasına rağmen mineraller ve vitaminler bakımından oldukça fakirdirler. Ticari olarak yetiştirilen bu gıdalar özellikle bir çok tarım ilacı peptisit, ve bir çok zirai ilaç kalıntısını içermekte olup hatta öldürücü böcek ilaçları fungusitleri bile içerisinde barındırıyor olabilir. Hatta çiftçi zirai ilaç konusunda o kadar ileri gitmiştirki bazı topraklardan artık mahsül bile alamamaktadır. Siz midenizdeki ölümü bırakın topraklarımızı bile öldüren bu kimyasallar bize neler yapmaz.

İyi işleyen karaciğer ve sindirim sistemi uzun ve sağlıklı bir hayatın kaynağı ve anahtarıdır. Karaciğerimizden 1500 den fazla günümüz şartlarına bilinen işlem vardır. Bunların çoğu yaşamımızı devam ettirmemiz için zorunludur. Karaciğerimizde sorunlar oluşmadan çok daha önce bağırsak sistemimizin sağlığı gitmiş olabilir. Bağırsakları temizlemek ise karaciğerin toksinleri serbest bırakmasını sağlar. Toksinler gidene kadar hiç bir organ  kendini temizleyemez ve güçlendiremez. Bağırsakların temizlenmesi Karaciğeri ve diğer tüm organları hatta hücrelerimizi bile temizlemenin ilk ve en önemli yoludur.
Bağırsaklarımızı temizlemeden karaciğeri temizlmeye çalışmak son bir yıldır kullandığınız ve hiç değiştirmediğiniz su ile çamaşırlarınızı yıkamaya benzer. Sadece pisliği başka bir yere taşırız.
Riyazet programını tamamlayan insanlardan edindiğimiz bilgileri kısaca paylaşacak olursak 40 günün sonunda bize söyledikleri daha enerjik oldukları iyi ve sağlıklı hissettikleri, daha parlak ve canlı cilt görüntüsü, zihinsel berraklık ve stres yönetiminde başarı, romatizmal ağrılardan kurtulmak yaygın faydalardır. Birçok insan manevi olarakta daha derin ve daha insancıl hissettiklerini söylemişlerdir.

Bu kadar geniş girizgahtan sonra riyazet yapılmasının faydalı olduğu hastalıklar nelerdir. 


  1. Çeşitli cilt hastalıkları
  2. romatizmal rahatsızlıklar
  3. Bağışıklık sistemi bozuklukları
  4. otoimmun hastalıklar
  5. romatoit artrit
  6. lenf ödemi fil hastalığı
  7. troit rahatsızlıkları
  8. karaciğer düzensizliği 
  9. safra çamuru kisti
  10. polikistik over
  11. ibs irratıbl bağırsak sendromu
  12. ülseratif kolit
  13. siğil hpv genital siği
  14. herpes simpleks uçuk clt mantarı
  15. seboreik ve otopik dermatit
  16. gut hastalığı
  17. sayamadığımız daha bir çok rahatsızlık

Riyazet yaparken nelere dikkat etmeliyiz

Riyazet temelde tasavvufi olsada beslenme ve kolon temizğliğine dayalı bir sürey yenmesi yasak olan gıdalar aşağıda saydığımız gibidir 

YASAKLAR

Hayvansal ürünler
Balık hariç her türlü hayvan eti ve hayvan ürünleri yasaktır.
(kırmızı et, tavuk, hindi ve tüm hayvan etleri yasak.)
Şarküteri ürünleri yasak.
-Tereyağı, peynir, kremalar, dondurma, yoğurt, süt, yumurta yasak.
-DİKKAT! Yağsız veya diyet ürünler de yasak.
Yağ yenmeyecek.
-Sızma zeytinyağı ve ayçiçek yağı hariç, fındık yağı, mısır özü yağı, tereyağı, margarin, tahin,gibi yağlar
tüketilmeyecek üzüm çekirdeği yağı, Hindistan cevizi yağı serbest lakin diğer tüm yağlar yasak, yemek
yaparken ya az miktarda yağ kullanacağız veya soğanı salça ile öldüreceğiz
Beyaz un, beyaz pirinç yasak.
-Rafine edilmiş buğday, beyaz pirinç yenmeyecek. Dolayısıyla makarna ve tüm hamur işleri yasak. Rafine
edilmemiş tam tahıl unu kepekli un belli oranda günlük serbest
Şeker ve tatlı yasak
-Her türlü şeker, şekerli ürünler, tatlılar, yasak. Aspartam ve diğer diyet şekerler yasak. çikolata bitter
günlük 20 gr serbest
Tuz yasak
-Günlük toplam tuz alımınız (yemeklerin içine konulanlar dahil) 2 çay kaşığını geçmeyecek. kesinlikle kaya
tuzu kullanın
Soya yasak
-0 yağlı soya sütü ve light tofu dışında soya ürünleri yasak
Kuru yemiş grubu
Ceviz, fındık, badem, fıstık, kaysı çekirdeği ve diğer yağ ihtiva eden çekirdeklerin hepsi yasak

YENİLMESİNE İZİN VERİLENLER

Sebzeler
Çiğ, buharda pişirme, haşlama, ızgara yaparak (yağ kullanılmayacak) her türlü sebze yenilebilir. Patates,
yer elması, havuç, mısır gibi nişastadan zengin sebzeler az tüketilecek. Brokoli, lahana, ıspanak, kara
lahana, fasülye, marul ve burada sayamayacağım aklınıza gelen her türlü sebzeyi istediğiniz kadar
yiyebilirsiniz.
Baklagiller familyası
Fasülye, nohut, bezelye, barbunya, mercimek ve tüm baklagiller serbest.
Hububat
Rafine edimemiş, kabuğu alınmamış her türlü hububat yenilebilir. Esmer pirinç, tam tahıl buğday, yulaf,
mısır, arpa, çavdar, tam undan yapılmış ürünler serbest. Ekmeği tam buğday unundan evde kendiniz
yapmaya çalışın.
Meyva
Her türlü meyva serbest. Günlük meyva alımınızı tek kerede değil, üçe bölerek yemeye dikkat ediniz.
Üzüm, muz gibi şekerli meyveler bir porsiyondan fazla yenmeyecek.

İçecekler
Su, maden suyu, meyve suyu (bir bardağı geçmeden), çay ve kahve serbest. 

Pekmez, meyve suyu
Pekmez haftada bir çorba kaşığını aşmadan yiyebilir veya kaysı kurusu, incirle tatlısını yapabilirsiniz.
Meyve suları sadece katkı olarak kullanılabilir. Örneğin sabah sabah yulaf, buğday ezmesi karışımını
koyduğunuz kaba içindekileri sulandıracak kadar meyve suyu dökebilirsiniz.
Salata sosları
Sirke, elma sirkesi, balsamic sirke, nar ekşisi, limon, kırmızı ve kara biber, hardal, yağsız soslar örneğin
yağsız soya sütü.
Kuru yemiş
Yağ içermeyen leblebi, beyaz leblebi, tuzsuz yağsız patlamış mısır, kestane, kuru kaysı, kuru üzüm, incir
yenebilir.

Bu süreçte kullandığımız detoks ve bitki destekleri için bizimle irtibata geçin

Yorum Gönder

yorumlarınıza ve yorum sayfası üzerinden bize sorduğunuz sorularınaza en kısa sürede dönmeye çalışacağız daha sağlıklı bir iletişim için sağ alt köşede çıkan whatsapp ikonuna tıklar iseniz direk whatsapp iletişimi sağlayabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger] [facebook]

ivythemes

{facebook#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {twitter#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {google-plus#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {pinterest#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {youtube#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {instagram#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget