cinsellik hakkinda bilinmesi gerekenler

-Kızlık zarı doğuştan esnek ve deliktir
-Her 10 kadından biri vajinismus
-Türk erkeklerinin %70’i erken boşalıyor
-Sertleşme bozuklukları artıyor
-Halkımız cinsel sorunları için önce hocalara başvuruyor, muska yazdırıyor
-Cinsellik hala bir tabu
-Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda artış var
-Bir başvuru kitabı: "Vajinismus’un Üstesinden Gelmek"
-Bir başvuru kitabı: “Cinselliğin Dayanılmaz Ağırlığı”
-Eşcinseller tedavi olmak istiyor
-Tedavi arayışındaki eşcinsel hastaları "bu sizin cinsel tercihiniz" diyerek geri çeviriyorlar
-Azgın Teke Sendromu nedir?
-Türk kadını Kadir İnanır tipi erkeği çekici buluyor
-Cinsel şiddet artıyor
-Cinsel fanteziler faydalı
-Aldatmalar artıyor
-Penisin boyu değil işlevi önemlidir
-Cinsel check-up şart
-Düş azması nedir?
-Daha çok cinsel terapiste ihtiyacımız var
-Cinsel hedonizm gençlerimizi tehdit ediyor
-Magazin haberleri ve programları gençlerimize kötü örnek oluyor
-Pornografi ve uyuşturucuya yönelim artıyor
-Ahlaki kurallar ve toplumsal sınırlar ihlal ediliyor
-Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği'nin adres ve telefonları
Kulaktan dolma bilgilerin, yanlış ve uydurulmuş öykülerin yoğun olduğu cinsellikte; “ne, nedir, nasıl olur, niye öyledir?” gibi sorulara, anket çalışmalarıyla ve basın açıklamalarıyla Türkiye’de gündem yaratan ve halkı bilgilendiren Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği - CİSED düzenlediği bir basın açıklamasıyla açıklık getirdi. İşte size merak edip sorulamayan, belki cinsel mitler ve hatalı bilgiler yüzünden yanlış bilinen gerçekler.

Kızlık zarı doğuştan esnek ve deliktir
Cinsel yaşamın yanlış ve hatalı bilgiler yüzünden insanlığın en karanlık kalan yanlarından biri haline geldiğine dikkat çeken, kızlık zarının genellikle doğuştan esnek ve delik olduğunu söyleyen ve bunun kanıtı olarak da kadının adet görmesini gösteren CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; "İdeal şartlar altında ilk gece normal bir kızlık zarı kanamaz, delinmez, patlamaz, yırtılmaz, ağrı ve acı yapmaz. Ancak kadın kendini ne kadar kasarsa, ne kadar çok kuruluğu olursa, erkek ne kadar çok acele ederse kanama, ağrı ve acı o kadar artar. Penis ve vajinanın görevi neslin devamını sağlamak için birleşmektir. Yemek yerken kuru kuruya bir lokmayı çiğnemeden yutmaya çalışırsak boğazımızı tahriş etmez mi? Kızlık zarının acıması ve kanamasının en büyük nedenlerinden biri yanlış beklentilerle yapılan yanlış işlemlerdir. Bu nedenle ideal şartlar altında cinsel ilişki öneriyoruz. İdeal şart nedir? Erkek acele etmeyecek, partnerinin duygularını ve bedenini uzun uzun okşayacak, kadın kendini kasmayacak ve ıslanması tam olduğunda cinsel ilişkiye girilecek. Normal bir kızlık zarı ideal cinsel birleşmede yırtılmaz, delinmez ve kanamaz. Hafif bir açılma olur, bu da dışarıdan anlaşılmaz ve gelip geçer. Kasılmış ve kuru bir vajinaya penis girdiğinde acı yapar. Kadın rahat, huzurlu, gevşemiş, ıslanması tamamlanmış, penis acele etmeden girmiş ise bunda hiç bir sorun çıkmaz. Yüzlerce, binlerce vaka ile bunu kanıtladık. Vajinismus’un Üstesinden Gelmek adlı kitabımızda bunları detayları ile anlattık" dedi.

Her 10 kadından biri vajinismus
Vajinismusun bir erteleme ve kaçınma hastalığı olduğunu söyleyen CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Vajinismus; cinsel ilişkiye girme denemelerinde hafif bir kasılmadan tüm vücutta bir kasılmaya, endişe, korku, tiksinme ve panik haline, bacakların açılmalarını engelleyecek boyutlarda sıkıca kapatılmasına veya elle eşi itmeye kadar değişik şekillerde ortaya çıkabilir ve çaresizlikle yaşanır. Ülkemizde her 10 kadından birinde görülen vajinismus; kişinin kendisinin umutsuz olduğuna yürekten inandığı psikolojik kökenli bir hastalıktır” dedi.

Türk erkeklerinin %70’i erken boşalıyor
Türk erkeklerinin %70’nin erken boşaldığını ifade eden CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “İnatçı ve tekrarlayıcı bir biçimde, çok az cinsel uyarılma ile cinsel birleşme öncesinde ya da birleşmeden hemen sonra, kişinin veya partnerinin arzu ettiği süreden daha önce oluşan boşalmaya erken boşalma denir. CİSED olarak yaptığımız araştırmalara göre anksiyete seviyesi yüksek olan erkeklerde; hem cinsel ilişki sırasında hem de mastürbasyon sırasında boşalma hızlı olmaktadır. Yani gergin erkekler erken boşalıyor. Çünkü yüksek anksiyete düzeylerinde başaramama korkusu ve cinsel yetersizlik hakkındaki kaygılar, erkeği uyarılma seviyelerini denetlemekten veya boşalmadan önce gelen yoğun duyuları tanımaktan uzaklaştırır, bu da erken boşalma gelişmesine neden olabilir. Ayrıca yaptığımız çalışmalar erken boşalan erkeklerdeki mevcut anksiyetenin, erken boşalmanın nedeni olduğu kadar muhtemel bir sonucu olduğunu da bize göstermiştir. Bu nedenle erken boşalma tedavisinde anksiyete giderici ilaçları başarıyla kullanılmaktayız ve başarılı sonuçlar almaktayız. Bunun yanı sıra gevşeme ve nefes egzersizlerini de anksiyeteyi gidermek için önermekteyiz. Derin nefes alıp vermek endorfin salgılanmasına neden olduğu için hastaları rahatlatır. Masaj, aromaterapi, hipnoz, EFT (iğnesiz akupunktur, duygusal özgürlük tekniği) telkin gibi yöntemlerinde işe yaradığı bilinmektedir” dedi.

Sertleşme bozuklukları artıyor
Cinsel ilişki için gerekli sertliği başlatamama, sağlayamama veya devam ettirememe durumunda sertleşme bozukluğundan bahsedilebileceğini söyleyen ve sertleşme bozukluğun bir çok amaca hizmet edebileceğine dikkat çeken CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Cinsel temas esnasında, cinsel istek duyulmasına karşın, erkek cinsel organının sertleşme bozukluklarına, yeterli veya kesinlikle sertleşmemesine iktidrasızlık, erektil disfonksiyon ya da empotans denir. CİSED olarak yaptığımız araştırmalara göre sertleşme bozukluğu, 40-70 yaş arası erkeklerin %70’inde görülmekte ve yaşam kalitesini olumsuz olarak etkilemektedir. Sertleşme sorunu erken boşalmayı, parafilik bir problemi, homoseksüel yönlenmeyi, kişinin partnerine karşı isteksiz olmasını veya cinsel kimlik bozukluğunu saklıyor olabilir. Yada sertleşme bozukluğu erkeğin, partnerinin üstünlüğüne karşı kendini savunabilmesine hizmet edebilir. Bunların ve diğer kişiler arasındaki konuların farkına varılması, sertleşme bozukluğunun çözülmesi için önemlidir. Çünkü cinsel kimlik bunalımındaki bir erkeğin iktidarsızlığı; var olan içsel çatışmalardan, sembolik olarak rahatsız olduğu homoseksüel dürtülerden kurtulmasına ve hayat bunalımını aşmaya yardımcı olacaktır. Yani iktidarsızlığın anlamı aydınlatılmalıdır. Ayrıca erkekler; erkeklikle ilgili yetenek, yeterlilik, hisleri ve günlük hayatın sorumluluklarını yerine getirme gücü gibi öznel hisleriyle mücadele etmek zorundadır. Bu bağlamda erkeklik dikkate değer bir şekilde tehlikeye düştüğünde yani toplumun kendine erkek olarak yüklediği sorumlulukları yerine getiremediğinde sertleşmede başarısızlık yaşaması muhtemeldir. Psikolojik sertleşme bozukluğu yaşayan erkeklere uygulanan modern cinsel tedaviler, hastaya gizlenen duygularının farkına varılması konusunda yardım edilmesini, kişiler arasındaki problemlere yeni çözümler geliştirmek, çiftin iletişimi geliştirmek, yakınlaşma için engellerin aşılması ve daha geçekçi cinsel beklentilerinin ve cinsel güvenle ilgili duygularının geliştirilmesini içeren birçok bileşene sahiptir. Birçok erkek hayatlarının utandıkları taraflarını açığa vurmada zorluk yaşar ve kendilerinin yüz kızartıcı veya utandırıcı yönlerini saklarlar. Bu konuları ortaya çıkarmak veya çözmek cinsel terapiyi etkili bir şekilde ileriye götürebilir ve sertleşme bozukluğu yaşayan erkeğe, bu zorluğu hakkında daha iyi bir içgörü sahibi olması konusunda yardımcı olur” dedi.

Halkımız cinsel sorunları için önce hocalara başvuruyor, muska yazdırıyor
Gerdek gecesi başarısız olan ve sonraki aşamalarda da eşiyle cinsel birliktelik yaşayamayan genç damatların iktidarsızlığına çare bulmak için doktor yerine hocaya başvurmasına çok şaşırmadıklarını söyleyen CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Yeni evlenen damadın gerdek gecesi ve sonrasında başarısız olması üzerine bir hocaya veya medyuma başvurması cinsel sorunlara toplumuzun yaklaşımını çok iyi gösteren acı ama gerçek bir olaylardır. Genç çiftin evini okuyup üfleyen ve incelemelerde bulunduğu iddia edilen hocaların da genç damada; –bu evde büyü var, oğlum sana muska yazmışlar, sen gerdeğe giremezsin, bunu çözmemiz için evdeki muskayı bulmamız gerekir- demesi üzerine çiftin soluğu mahkemede alması ise, cinsel bilgisizlik yüzünden açılan toplumsal yaraların daha da derinleşmesine yol açmaktan öteye gidemez. Bu tabloda herkese sorumluklar düşmektedir. Her kurum ve kişi kendi adına yeniden bir özeleştiri yapmalı ve –nerde yanlış yaptık- demelidir” dedi.

Cinsellik hala bir tabu
Ülkemizde her 100 kişiden 10’nunun cinsel sorunları için doktora başvurduğunu tespit ettiklerini, bunun cinsel tedavi için insanların nereye başvuracakları konusundaki bilgisizlikten kaynaklandığını anlatan CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; ”AB’ye girme sürecindeki ülkemizde maalesef cinsellik hala bir tabu! Halkımızın aklına her türlü cinsel sorun için önce hocalar geliyor, muska yazılıyor. Bir cinsel tedavi uzmanına başvurulduğunda ise genellikle sorun ağırlaşmış oluyor, çözümü zorlaşıyor. Ama en kötüsü insanlarımız çözümü olmayan bir derde düştüklerini sanıp, umutsuzluğa düşüyorlar. Acıları azaltan, kasları gevşeten, kan dolaşımını artıran, kalbi çalıştıran, daha formda hissettiren, adeti düzenleyen, olumlu düşünmeyi sağlayan ve bağırsakları çalıştıran cinsellikten zamanla soğuyorlar” dedi.

Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda artış var
Son yıllarda giderek artan sayıda gencin cinsel olarak aktif olmasının, istenmeyen gebelikleri ve cinsel yola bulaşan hastalıkları arttırdığının altını çizen CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Bu konuda bazı hedeflerin saptanması ve hizmetlerin planlanması kaçınılmaz bir hal almıştır. Bu amaçla planladığımız cinsel eğitim programları; cinsel organların tanıtılması, cinsiyetler arasındaki ilişkiler ve eşitlik, cinsel davranışlarda sorumluluk bilinci, aile yaşamı ve aile planlaması, üreme sağlığı, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, HIV/AİDS, cinsel istismar ve ensesin önlenmesi, ana-babalık sorumlulukları, adölesan gelişimi, ilk gece, orgazm ve evreleri, eş seçimi, nişanlılık, evlilik, adölesan ruhsal sorunları, menarş ve jinekolojik sorunlarını içermektedir. Toplumun ve Devletin her kesiminden ve siz değerli medyamızdan destek bekliyoruz” dedi.

Bir başvuru kitabı: "Vajinismus’un Üstesinden Gelmek"
Vajinismus’un Üstesinden Gelmek adlı kitabın alanında ilk ve mutlaka okunması gereken bir başyapıt olduğunu söyleyen CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Vajinismus’un Üstesinden Gelmek; başta vajinismus sorununu yaşayan çiftler, vajinismus olmaktan endişe duyan genç kızlar, çocuklarının vajinismus olmaması için neler yapılması gerektiğini öğrenmek isteyen ebeveynler olmak üzere; cinsel terapistlere, cinsel danışmanlara, medya mensuplarına ve konuyla ilgilenen herkese sesleniyor. Vajinismus'un Üstesinden Gelmek; hastalar için oku ve iyileş; cinsel terapistler, hekimler, psikologlar ve psikolojik danışmanlar için oku ve iyi et; anne ve babalar için oku ve çocuğunu vajinismustan koru; genç kızlarımız için oku ve vajinismus olma; medya mensupları içinse oku ve vajinismus hakkında doğru bilgilendir mantığı hazırlanmış bir başvuru kaynağıdır. Cinsel Terapide Dr. Keçe Modeli’ne göre tedavi yaklaşımlarını anlatan Vajinismus’un Üstesinden Gelmek; vajinismus sorunu yaşayan kadınların eşleriyle birlikte sorunun üstesinden nasıl gelebileceklerine odaklanmış bir rehber kitaptır, büyük bir bilgelikle ve empatiyle yazılmış bir başucu eseridir, herkesin anlayabileceği bir üslupta yazılmış bir cinsel tedavi kitabıdır. Özellikle normal yapıdaki kızlık zarı ideal şartlar altında ilk cinsel ilişki deneyiminde ve sonrasında; kanamaz, yırtılmaz, delinmez, patlamaz, ağrı ve acı yapmaz iddiasının işe yararlılığını kanıtlayan tavsiyeler ve vaka örnekleriyle doludur.” dedi.

Bir başvuru kitabı: “Cinselliğin Dayanılmaz Ağırlığı”
Cinselliğin Dayanılmaz Ağırlığı adlı kitabın alanında ilk ve mutlaka okunması gereken bir başyapıt olduğunu söyleyen CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Cinselliğin Dayanılmaz Ağırlığı; başta erken boşalma sorununu yaşayan erkekler, erken boşalmaktan endişe duyan genç erkekler, çocuklarının erken boşalmaması için neler yapılması gerektiğini öğrenmek isteyen ebeveynler olmak üzere; cinsel terapistlere, cinsel danışmanlara, medya mensuplarına ve konuyla ilgilenen herkese sesleniyor. Cinselliğin Dayanılmaz Ağırlığı; hastalar için oku ve cinsel sorunlarını anla, erken boşalmanı kontrol et; cinsel terapistler, hekimler, psikologlar ve psikolojik danışmanlar için oku ve iyi et; anne ve babalar için oku ve çocuğunu cinsel hastalıklardan koru; gençlerimiz için oku ve cinsel sorun yaşama; medya mensupları içinse oku ve cinsel sorunlar hakkında doğru bilgilendir mantığı hazırlanmış bir başvuru kaynağıdır. Cinselliğin Dayanılmaz Ağırlığı; erken boşalma sorunu yaşayan erkeklerin kendi kendilerine veya eşleriyle birlikte sorunun üstesinden nasıl gelebileceklerine odaklanmış bir rehber kitaptır, büyük bir bilgelikle ve empatiyle yazılmış bir başucu eseridir, herkesin anlayabileceği bir üslupta yazılmış bir cinsel tedavi kitabıdır. Özellikle boşalma refleksi üzerinde denetim kazanmayı hedefleyen erkeklerin evde yapabilecekleri egzersizlerin işe yararlılığını kanıtlayan tavsiyeler ve vaka örnekleriyle doludur” dedi.

Eşcinseller tedavi olmak istiyor
Eşcinselliğin heteroseksüelliğe yani karşı cinse ilgi duyulması durumuna dönüşme isteği ile ilgili bazı analitik ve varoluşsal yaklaşım, bilişsel ve davranışçı teknikleri içeren cinsel terapilerin mevcut olduğunun altını çizen CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Cinsel eğilimleri hakkında akılları karışmış veya eğilimlerini değiştirmek istediklerinde tedavi araştıran bireylerin sayısı, son birkaç yıldır etkileyici bir şekilde artmaktadır. Çünkü cinsel kimlik karmaşasının anlamı ülkemizde çok farklıdır ve bu nedenle kendini ifade etmiş lezbiyen, eşcinsel veya biseksüellerin, kendilerine ve diğerlerine, korku, utanç ve nefretle bakmaları sık rastlanan bir durumdur. Ayrıca Eşcinsellik Anketi'mize göre; eşcinsellerin tecrübe ettiği içselleştirilmiş homofobi derecesi de etkileyici bir şekilde artmaktadır. Eşcinseller şiddetli cinsel eğilim karmaşası veya cinsel kimlik bozukluğuna bağlı, kendinden nefret davranışı sergilediğinde, genellikle daha derin sıkıntılar ortaya çıkmaktadır. Homoseksüel ve cinsel kimlik sorunları olan hastalara yapılan cinsel terapi, özünde normal hastalarla olan cinsel terapiden çok da farklı değildir. Cinsel terapistler; başvuranın o anda üstündeki baskıları ve neden başvuruda bulunduğunu ortaya çıkarmalı ve cinsel terapinin hedefini netleştirmelidir. Çünkü cinsel terapi ile benliğe yabancı eşcinsellik değiştirilebilir. Esas olan eşcinsel kişinin değişime olan inancı ve istediği kadar neden eşcinselliğin meydana geldiğidir. Öncelikle "neden?" sorusunun yanıtı cinsel terapist ve hasta tarafından ne olarak ortaya konur ve içselleştirilir. Ardından hastanın bu nedenselliği ortadan kaldıracak güçleri ortaya çıkarılır. Sonrasında hastanın "nasıl üstesinden geleceğim?" sorusuna cinsel terapist net bir yanıt verir ve hastaya rehberlik yapar. Cinsel terapist hastanın sonuca değil sürece odaklanmasını, kendiyle barışmasını sağlar. Cinsel terapi sürecinde eşcinselliği heteroseksüellikten daha az arzulanır hale getiren yada eşcinsellikten alınan zevki azaltmaya yönelik olan ve hipnoz altında psikodrama çalışmalarıyla desteklenen teknikler kullanılabilir. İktidarsızlık, erken boşalma gibi diğer cinsel işlev bozuluklarına göre tedavide başarı oranı çok yüksek olmasa da zaman zaman yüz güldürücüdür. Diğer bir yaklaşım biçimi de özgüven arttırıcı çalışmalarla birlikte, heteroseksüel yeni bir ilişkiyi keşfetmelerine yardımcı olmak ve bu süre boyunca izlemektir. Başvuranla ilk olarak fantezi çalışmaları yapılır ve cinsel ilişki kuran heteroseksüel bir çifti hayal etme gibi geçiş fantezileri kullanılabilir. Bu arada fanteziler sırasında ortaya çıkan iğrenme, kaçınma gibi davranışlar ve duygular, tartışılır ve gerekirse sistematik duyarsızlaştırma çalışmaları uygulanabilir. Diğer bir alternatif yaklaşımda, orgazmik yeniden koşullanma adını verdiğimiz; eşcinsel fantezilerle uyarıldıktan sonra orgazma yakın bir basamakta heteroseksüel bir fanteziye geçilmesi ve orgazmın sağlanmaya çalışılmasıdır. Bu teknikte heteroseksüel fantezi giderek daha erken canlandırılmaya başlanır. Fantezi safhasından sonra da karşı cinsten biriyle yemeğe gitme, yakınlaşma ve fiziksel temas kurmayla ilgili çalışmalara geçilir” dedi.

Tedavi arayışındaki eşcinsel hastaları "bu sizin cinsel tercihiniz" diyerek geri çeviriyorlar
Bazı hekimlerin ve cinsel terapistlerin, yaşadıklarından rahatsızlık duyan ve tedavi arayışına giren eşcinsel hastaları "bu sizin cinsel tercihiniz, değiştiremeyiz" diyerek geri çevirdiğini ifade eden CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Eşcinsel eğilim, dürtü, duygu ve davranışlarından acı çeken, bunaltı duyan, benliğe yabancı eşcinsellik yaşayan kişilerin her geçen gün daha fazla artan bir oranla tedavi arayışına girdiğini görüyoruz. Eşcinsel hastalarla çalışacak cinsel terapistlerin sayıca az olması kadar, bu hastaları kabul etmeyen ve yaşadıklarını bir tercih olarak değerlendirip onları bu yaşantıya mahkum kılan hekimlerin ve cinsel terapistlerin varlığı da tedavi arayışındaki eşcinsel hastaların karşılaştığı engellerdir. Çünkü ruh sağlığı profesyonelleri de bu konuda ikiye bölünmüş durumdadır. Ne yazık ki eşcinsel yönelimi değiştirmeye yönelik herhangi bir tedavi girişimini etik bulmayan ve başarılı olma şansı olmadığını iddia eden bazı cinsel terapist veya hekim arkadaşlarımız; eşcinselliği normal bir durum olarak lanse etmekte, istemeyerek veya bilmeyerek eşcinselliğin yaygınlaşmasına zemin hazırlamaktadırlar. Bir cinsel terapist hastanın yürekten değişim isteğine kayıtsız kalmamalıdır ve "yeterki inan ve iste, başarabilirsin" diyerek elinden geldiğince ona yardımcı olmalıdır. Cinsel terapistler için farkında olmadıkları homofobik tutumları kadar eşcinselliği 3. bir cinsiyet olarak tavsiye etmeleri de kaygı verici bir davranıştır.” dedi.

Azgın Teke Sendromu nedir ?
Ailede meydana gelen parçalanma, çocukların evlenmesi yada evden ayrılmış olması, mesleki yaşamın gerilemesi yada emeklilikle birdenbire kesilmesi erkek menapozu olan andrapozla aynı döneme denk geldiğini, bunun da var olan sorunları ağırlaştırdığını ve Azgın Teke Sondromu’na yol açabildiğinin altını çizen CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Ortalama 50 yaşından sonra belirginleşen zihinsel fonksiyonlarda düşüş, huysuzluk, kıskançlık ve çapkınlık gibi alışılmamış davranış şekillerinin dikkat çektiği dönem orta yaş krizi olarak adlandırılabilir. Orta yaş krizine giren, cinsel isteğinde yalancı bir artış yaşayan, yemeye içmeye düşen, evini, karısını, işini veya sosyal çevresini terk etmeye teşebbüs eden, kıskançlığı artan, çapkınlık yapan ve keyfine düşkün olan erkeklere halk arasında azgın teke, bu durumun yaşanmasına da Azgın Teke Sendromu denir. Her erkekte görülecek diye bir kural olmasa da, orta ve ileri yaş içinde olan erkekler; yaşamlarını gözden geçirip kendileri için ne yaptıklarını sorgulamaya, genç bir partner aramaya ve kayıplarını fark etmeye başlayabilirler. Bu nedenle azgın tekeler estetik ameliyat, botoks yaptırma, ciltteki lekleri temizletme, yaşlılık belirtileri olan dudak ve alın çevresindeki kırışıklıların düzeltilmesi gibi yollara başvurarak ilişkilerinde kendilerine güvenlerini arttırmaya çalışabilirler. Çok sık yapılan bir başka yanlış da, orta yaş krizine giren erkeğin veya tutkulu bir aşk yada çok daha fazlasının yaşaması halinde bu sıkıntılı dönemin aşılacağı yanılgısıdır.” dedi.

Türk kadını Kadir İnanır tipi erkeği çekici buluyor
Ülkemizde 3 tip erkek tipinin var olduğunu söyleyen CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Bunlardan birincisi Kadir İnanır tipi erkek yani güçlü, otoriter, karizmatik, güven veren ve ölümüne seven. İkincisi Tarık Akan tipi erkek yani sevecen, anlayışlı, eşitlikçi, romantik ve çağdaş. Üçüncüsü ise Cüneyt Arkın tipi erkek yani arada kalan, Araf’ta kalan. Toplumsal olarak baktığımızda ülkemiz kadınları genellikle Kadir İnanır tipi erkeğe karşı daha duyarlıdır, daha çok yönelim içindedir. İktidarın ayartıcılığına olan tutkunluklarıyla kadınlarımız; güç ve iktidara hayranlık ve ona sahip olma düşüncesini daha fazla yaşamaktadırlar” dedi.

Cinsel şiddet artıyor
Ülkemizde cinsel şiddetin her geçen gün arttığının altını çizen CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; "Daha önce yani 2005 yılının sonlarına doğru 1000 kadın üzerinde yaptığımız anketimize 2006 yılında yaklaşık 460 kişi daha eklendi ve 1460 sayısına ulaştık. 2008 yılında toplam sayı 6000’ne ulaştı. Tabi bu sayı istatistikçi bilgilerde değişimlere yol açtı. Başta www.cinseltip.org web sitemizde yer alan anketimizin sanal ortamda doldurulması ve e-posta ile bize ulaştırılması olmak üzere, kadınlarımızdan enstitümüze gelen cinsel sorunlar hakkında danışma telefonları (0.312.212 66 26 ve 0.542.519 47 64 ) ve MSN Messenger (cinseltip@hotmail.com) başvurularında bizim ricamız üzerine doldurulan anketler ve nadir olarak da hedef saha çalışmalarında yüz yüze görüştüğümüz kadınlar üzerinde uzun soluklu bir anket çalışması yürüttük. Halen de internet üzerinden anketimize başvuru alıyoruz. Yaklaşık 4 yıldır yapılan çalışmada toplam 6000 kadın sayısına ulaştık. Yaptığımız araştırma sonuçlarının son verilerine göre; kadınların %40’ı fiziksel şiddete ve %20'ye yakını da cinsel şiddete maruz kalıyor yani kocaları tarafından istemediği biçimde ya da türde cinsel ilişkiye zorlanıyor” dedi.

Cinsel fanteziler faydalı
Fantezilerin sağlıklı bir cinsel yaşamın göstergesi olduğunu söyleyen CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Kişinin kafasında cinsel coşkuyu arttıracak nitelikte bir takım hayaller canlanmasına cinsel fantezi diyoruz. Cinsel fanteziler; kişilerin üzerindeki bir takım baskıları azaltabilir, günlük hayatlarını normal olarak sürdürmelerine ve cinsel yaşamdaki heyecanı yoğunlaştırarak daha kolay doyuma ulaşmalarına yardımcı olabilir, kişinin kendisini tehlikeye atmadan veya ret edilme kaygısı taşımadan farklı insanlar ve durumlar keşfetmesini mümkün kılabilir, cinsel isteği, cinsel duyarlılığı ve cinsel yaşantıdan alınan hazzı arttırır, kişinin cinsel birleşme sırasında havaya girmesine ve kendi kendini erotize etmesine yardımcı olur, duyguları canlı tutar, cinsel yaşantıyı monotonluktan, sıradanlıktan uzaklaştırıp, renklendirir, zenginleştirir ve son olarak da cinsel terapilerde hastalara ev ödevi olarak verilerek cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde kullanılır. Ayrıca cinsel fanteziler; herhangi bir cinsel sapıklığın baş göstermesini önler ve evliliklerde yıllar geçip ilişki olgunlaştığında boşanma ve aldatma ihtimallerini azaltır. Bu açılardan bakıldığında cinsel fanteziler; gerçeklerin tatmin etmediği noktada beynimizin pansuman için ürettiği sanrılardır” dedi.

Aldatmalar artıyor
"Varolan ilişkiyi bitirip, yeni bir ilişkiye başlamak varken, neden bazı insanlar aldatmayı tercih ediyor?" sorusunun her dönemde farklı yanıtlarının olabileceğini ve aldatmanın partnerin başka bir partner olduğunu fark ettiği noktada çiftin hayatını olumsuz etkilemeye başladığını söyleyen CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; son yıllarda sosyal bir yara haline gelen aldatmanın her geçen gün arttığına dikkat çekti ve “Genel olarak temelde var olan bir ilişkiyi geliştirebilmek, üretebilmek ve yaşamı paylaşabilmek becerisini geliştirememiş kişilerin kendilerini yeniden ifade etme, dürtüsellikteki anlık hazların sürekliliğini sağlama ve sonsuz bağlanma arayışlarına aldatma diyebiliriz. Aldatma; belki de insanlık tarihinin en eski zamanlarından bu yana değişmeyen bir gündem maddesidir ve son yıllarda sosyal bir yara haline gelmiştir” dedi.

Penisin boyu değil işlevi önemlidir
Penisin boyunun önemli olduğunun ama sağlıklı bir cinsel yaşam için tek ve yeter kriter olmadığının altını çizen CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; "Çünkü sanıldığının aksine, penis boyuyla cinsel performans arasında doğrudan bir ilişki bulunmuyor. Oysa birçok erkek bu yanlış cinsel mit nedeniyle karşı cins ile ilişki kurmaktan kaçınma dahil çok büyük sıkıntı yaşıyor. Fizyolojik açıdan ve cinselliğin verdiği hazzın doruklarına kısa sürede ulaşmak için penis boyunun verdiği psikolojik tatmin önemlidir ve kalın bir penis bu hazzı arttırıcıdır. Ama cinsellikte penis boyundan çok işlevi ağırlıklıdır. Yani duygusal birleşmenin olmadığı ve tam ereksiyon sağlayamayan bir erkek penis boyu normal olsa da partnerini mutlu edemez. Kalın bir penis uzun bir penisten daha işlevseldir. Çünkü 18 cm üstü penisler genelde ilişki sırasında zevk yerine acı vermektedir. Yani penis işlevsel olarak normalse boyunu kafaya takmaya değmez CİSED olarak yaptığımız anket çalışmalarına göre Türk erkeklerinin penis boyu ortalama 14 cm’dir." dedi.

Cinsel check-up şart
Check-up’ın risk gruplarına ve hastalıklara göre genel sağlık kontrolü olarak bilindiğini söyleyen CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Erken teşhis hekimler tarafından tüm hastalıkların tanısında ısrarla üzerinde durulan bir konudur. Çünkü bir kez hastalığa yakalandıktan sonra alınan tüm tedbirler ve uygulanan tedaviler hem eski sağlığımıza kavuşturmakta yetersiz kalabilir hem de maliyet çok yüksek düzeylere ulaşır. Bu yüzden hastalıklara yakalanmadan önlemler almak çok daha mantıklıdır. Sağlıklı insanların yılda bir kez yaptırması gereken check-up adını verdiğimiz kontrollerle de vücudumuzun genel durumu hakkında bilgi sahibi olabiliriz. Check-up’ta amaç çok rahatsız edici şikayetler olmadan da hastalıkların erken safhalarında yakalanmasıdır. Check-up ile sağlanan erken teşhis çok önemlidir. Erken teşhisle bulaşıcı hastalıkların özellikle aile içi yayılması önlenir, tedavi masrafları çok müthiş oranlarda azaltılır, kanser gibi ileri evrelerde tedavisi mümkün olmayan hastalıklar tedavi edilme şansı bulur. Cinsel check-up amacıyla yaptırılan tetkikler ve muayeneler de cinsel işlev bozukluklarının erken teşhisinde çok büyük rol oynamaktadır. Enstitü olarak başta üriner sistem ve genital sistem olmak üzere cinsel sağlığın korunmasında, değerli halkımıza, yılda en az bir kere cinsel check-up yaptırmalarını öneriyoruz. Özellikle ergenlik ve evlilik öncesi yapılacak cinsel chueck-up’a CİSED olarak çok önem veriyoruz. Çünkü erken boşalmadan sertleşme bozukluklarına, vajinismustan ağrılı cinsel ilişkiye kadar pek çok konu bu sayede daha hastalık başlamadan erken teşhis edilebilir ve gerekli psikolojik destek ve cinsel bilgilendirmeler ile kişi cinsel sağlığı yerinde bir birey olarak topluma kazandırılabilir. Ergenlik döneminde gençleri doktora götürüp sorunları konusunda bilgilendirmek, cinsel sorunlarda önemli bir yer tutan utanma duygusunun ortadan kalkmasını da sağlıyor. Bu nedenle ergenlik ve evlilik öncesi cinsel check-up şarttır” dedi.

Düş azması nedir ?
Genç erkeklerde yani ergenlerde irade dışı düş azması adı verilen ve erkeğin elinde olmadan uykuda boşalması durumlarının sık yaşandığına dikkat çeken CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Çünkü ergenlik döneminde hormonların etkisi ile fazla meni birikir ve meni kanalında bir gerilim doğurur. Bu da penisin sertleşmesini sağlar ve meninin boşaltılmasını gerektirir. Bu tür boşalmalarda zaman zaman rüya da görülür ve genç erkek uyandığı zaman rüyayı anımsamayabilir. Hamamcı olduk, kayadan düştük veya rüyacı olduk deyimleri buradaki boşalmaya bağlı yıkanma gerekliliğinden isim almıştır. Bu gençlerde kendi kendinden nefret etme, uykusuzluk, sinir krizleri, suçluluk duygusu veya huzursuzluk görülebilir” dedi.

Daha çok cinsel terapiste ihtiyacımız var
Yıllardır utanma, bilgisizlik, yanlış örf ve adetler yüzünden doktora bile gidilmeyen ve hayatı tam anlamıyla bir kabusa çeviren cinsel problemlerden, cinsel terapi seanslarıyla kurtulmanın olanaklı olduğunu söyleyen CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Çoğu psikolojik kökenli olan, toplumsal tabular ve mitlerimizden beslenen cinsel işlev bozuklukları; ülkemizde evliliklerin ve beraberliklerin sağlıklı biçimde sürdürülmesini engelliyor. Bu nedenle cinsel terapiye ve bunu yapacak hekimler olan cinsel terapistlere her geçen gün ihtiyaç artıyor. CİSED olarak 2007 yılından beri verdiğimiz cinsel terapi eğitimleriyle cinsel terapist yetiştirmeye çalışıyoruz” dedi.

Cinsel hedonizm gençlerimizi tehdit ediyor
Çalışmayan, üretmeyen sadece eğlenceye ve cinsel yaşama odaklanan bir model anlayışının dünyayı etkisi altına almaya başladığını ifade eden ve kendine her geçen gün daha çok taraftar bulan hedonist yaşam tarzının, özellikle ülkemizde ideali olmayan ve sorunlu gençleri tehdit ettiğini söyleyen CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Yunanca hedone haz ve zevk demektir. Hedonizm kelime anlamıyla hazcılık, haz alma anlamına gelen, en üstün iyiliğin haz olduğunu ileri süren bir öğretidir. Cinsel hedonizm ise nefsin egemenliğidir. Yaşamın anlamını cinsel hazda bulan dünya görüşüdür. Cinsel hazza teslim olmuşluk kültü, bir değersizlik, giderek cinsel iştahı azgınlaştıran bir davranış bozukluğudur” dedi.

Magazin haberleri ve programları gençlerimize kötü örnek oluyor
Hedonistlerin her şeyde haz almayı ön planda tutan ve sadece eğlenceye dayalı bir hayat tarzını benimsediklerinin altını çizen CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Hedonistler cinsel yaşamlarında anlık zevkleri uzun vadeli mutluluklara tercih ederler. İnsanın varoluş amacını arzuların tatmininde arayanlar, arzuların en zirvesi olan cinsellikte de sınırsız özgürlüğü seçtiler. Peki gerçekte cinsel özgürlüğün sınırsızca yaşanması mümkün mü? Hayır. Çünkü sınırsız cinsellik, cinsel doyum eşiğini yükseltir ve zamanla öpüşerek bile orgazm olan hedonistler, kokain almadan orgazma ulaşılamaz hale gelirler. Cinsel beklenti düzeyi yükselen bu insanlarda aile bağları zayıflar. Aile sadakatine uymayan eylemler başlar. Aldatmalar artar. Aile parçalanmaya başlar. Bundan Türk aile yapısı çok kötü etkilenir ve telafisi mümkün olmayan bir yola girilir. Burada medyaya büyük görevler düşmektedir. Ama medya bazen halkı gelişen olaylar hakkında bilgilendirmek, yenilikleri haber vermek, aydınlatmak, film, müzik gibi sanatsal ihtiyaçlarına cevap vermek ve eğlendirmek gibi amaçlarının dışına çıkılabiliyor ve faydadan çok zarar vermeye başlayabiliyor. Buna örnek ağırlıklı olarak magazin haberlerine ve programlarına yer verilmesidir. Oysa toplumsal yarar açısından baktığımızda magazin haberlerinin ve programlarının zaman kaybından başka getirisi yoktur. Buna -halk özgürdür ve istediğini seyreder- mantığıyla bakmak doğru değildir. CİSED olarak her gün bu programların Türk aile yapısına uygun olmayan mesajlar verdiğine dair şikayet almaktayız. Medya özgürdür, özgür olmalıdır ama topluma yanlış örnek teşkil ettiğinde, biz izleyicilerin ve sivil toplum kuruluşlarının da eleştirme ve şikayet etme hakkı vardır” dedi.

Pornografi ve uyuşturucuya yönelim artıyor
Hedonistlerde aykırı cinsel eylemlere, pornografiye ve uyuşturucu kullanımına yönelim fazla olduğuna dikkat çeken CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Cinsel hazzın doğasında devam etme beklentisi vardır. Hazzın devam etmemesi kişinin kendisini kötü hissetmesine neden olur. Hazzın tatmin edilmemesi intihara kadar giden süreci başlatabilir. Günümüzde, insanı cinsel haz peşinde koşmayı idealize eden tüketim toplumu yüzünden hem hedonizmin hem de sonrasında intiharın görülme oranı çok artmıştır” dedi.
Ahlaki kurallar ve toplumsal sınırlar ihlal ediliyor

Cinsel hedonistlerin sevilmek, cinsel anlamda beğenilmek arzusuyla yaşadıklarını ifade eden CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Cinsel hedonistler ahlaki kuralları, yasakları ve toplumsal sınırları sevmezler, aksine nefret ederler. Bu yüzden ahlak ve değer kelimeleri en rahatsız oldukları kelimelerdir. Bu Türk aile yapısına büyük bir darbedir. Eşini aldatan, aldattığı kişiyi de bir başkasıyla aldatan, onu da de bir başka erkekle aldatıp gündeme gelen cinsel hedonistlerin Türk gençlerine nasıl örnek olduğunu kamuoyunun taktirine bırakıyoruz” dedi.

Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği'nin adres ve telefonları
Basın mensuplarına Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği'nin telefon, e-posta ve web site adresini haberlerinde kullanmaları çağrısında bulunan CİSED Başkanı Cinsel Terapist Dr. Cem Keçe; “Değerli basın mensubu dostlarımız; yaptığımız, yapmaya devam ettiğimiz anketlere katılımın artması ülkemizde yaşanan cinsel sorunların fotoğrafını en doğru şekilde çekmemize yarıyor. Ancak haberlerinizde CİSED e-posta, web site ve 24 saat hizmet veren telefonlarımızın kullanılması anketlere olan katılımları arttıracaktır. Böylece ülkemizdeki cinsel sorunların oransal olarak tespitine katkıda bulunmuş olacaksınız. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonrada derneğimize verdiğiniz desteğin devam edeceğini umuyorum” dedi.

Yorum Gönder

yorumlarınıza ve yorum sayfası üzerinden bize sorduğunuz sorularınaza en kısa sürede dönmeye çalışacağız daha sağlıklı bir iletişim için sağ alt köşede çıkan whatsapp ikonuna tıklar iseniz direk whatsapp iletişimi sağlayabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger] [facebook]

ivythemes

{facebook#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {twitter#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {google-plus#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {pinterest#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {youtube#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {instagram#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget