kurtaj ve kurtaj hakkinda bilinmeyenler

Kürtaj konusunda yaşadıklarını anlatanlar çoğunlukla pişman olan, vicdan azabını başta eşi olmak üzere diğer insanları suçlayarak gidermeye çalışan hanımlar

Kimileri yasalarda 10. haftaya kadar verilen ruhsatın İslam'a göre de geçerli olduğunu sanıyor. Bazıları ise bebeğin karnında hareketini hissedene kadar canlanmadığına inandığı için yanlış bir şey yapmadığını düşünüyor. Karnındaki bebeği öldürmekle büyük bir çocuğu öldürmek arasında fark olmadığını düşünenler ise kürtajdan en fazla etkilenenler. Kürtaj yaptıran ve bunun acısını ömür boyu yaşayan hanımlarla isimlerini yayınlamamak kaydıyla görüştük.

Keşke bin çocuk doğursaydım!

İlk evliliğini 18 yaşında bir akrabasıyla yapan Konyalı Hale Hanım (35) ikinci evliliğinde yaşadığı olayı "Evlendiğimiz günden beri hiç anlaşamadık. Karakollar, adliyeler benim şiddet gördüğüme dair raporlarla doludur." şeklinde anlatıyor. Üç çocuğu olmuş. Geçen sene eşi boşanma davası açtığını söyleyince, "Bunu aldırmak günah. Davanı geri al, bebeği doğurayım." demiş. Kocası davayı geri almayınca da gidip kürtaj yaptırmış. Ameliyat başarılı geçmediği için 8 ay içinde iki kere daha ameliyat olmak zorunda kalmış. Şimdi o, "Bu süre içinde çok acılar çektim. Kürtaj yaptıracağıma bir tane değil, bin tane doğursam da babasız büyütseydim keşke." diyor: "Bazı hoca bilinen insanlara da sordum. Babasız büyüyeceğine, sokağa da atılıyorsan, herhalde günah olmaz, canlanmamış çocuk demişlerdi. Yaptım ama çok kötü bir şey yaptığımı biliyorum. Şimdiki aklım olsa böyle bir şeye asla kalkışmam."

Kendi evladımın katili oldum

Ağrılı Gülay Hanım da erken evlenmiş. 15 yaşında yakın bir akrabası ile evlilik yapmış. Küçük olduğu için sürekli düşük yaparken, tedaviyle 20 yaşında ilk çocuğu doğmuş. 5 yıl sonra yine tedaviyle bir kızı olmuş. Üçüncü çocuğundan sonra başka istememiş ve ria taktırmış; ancak kaydığı için tekrar hamile kalmış. Eşi sara hastası olan ve doğru dürüst bir işi olmayan Gülay Hanım 4 çocuğa bakmalarının zor olacağını düşünüp aldırmak için hastaneye gitmiş. O süreci şöyle anlatıyor: "Sıraya girdim ama vazgeçtim, bebeğimi dünyaya getirdim. Ondan sonra doğum kontrol hapı kullanmaya başladım; ama arada ihmal ettim. Hamile kalınca da çok üzüldüm ve kararsız kaldım. Eşimle kürtaj yaptırmaya karar verdik; ama son ana kadar içimden hep vazgeçmek istedim. Sonunda bakamama korkusu daha ağır bastı. 5 haftalıktı bebeğim. Masadan kalkarken o kadar pişmanlık duydum ki, dünya tersine döndü sanki. Baygınlık geçirdim. Eşim de dışarıda aynı şeyleri hissetmiş. 'Keşke aldırmasaydık, 4 çocuğun rızkını veren Allah bunu da verirdi' demiş. 4. çocuğumu aldırmaya kalktım eşim kaza geçirdi. Bunu aldırdım acaba başıma kötü bir şey gelir mi, kalan çocuklarıma bir şey olur mu diye korktum. Sürekli rüyalarıma giriyor. Doğsaydı bir yaşını geçmiş olacaktı. Benimle beraber kardeşimin eşi de hamileydi. O çocuk doğdu şimdi ve ben ona baktıkça kendimi daha kötü hissediyorum. Ağlamak geliyor hep içimden. Eşim de pişman. Çocuklarıma baktıkça ağlayasım geliyor. 'Yaşasaydı o da bu sofrada şurada oturacaktı. Yatağı şurada olacaktı' diye sürekli dile getiriyorum. Ölü gibiyim."

Sanki beni izliyor gibi

Kürtaj yaptıran bir başka anne ise yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Operasyon sırasında içimi tamamen boşaltmışlar da kalbimi bırakmışlar gibi hissettim. Onu bir çöp kutusuna atmalarına müsaade edip çıktım o soğuk odadan. Doktor, 'O bir bebek değildi.' diyor. Kendisiyle beraber hastasını da kandırmaya çalışıyor. Ben de susuyorum. Bir tane çocuğum var. Şimdi bir tanesini daha doğurmama şartlar el vermiyordu. Bir haftadır normal olmaya çalışıyorum. Yiyip içmeye, gülmeye, hiçbir şey olmamış gibi davranmaya; ama olmuyor. Annelik, onun içinde büyüdüğünü öğrendiğin anda başlıyor; kucağına aldığında değil. Kendimi suçlu hissediyorum. Sanki bir yerlerden üzgün bakışlarla bizi izliyor ve ona kıyışıma bir anlam vermeye çalışıyor. Bebeğim, yüreğim senin varlığını göğüslememe yetmedi işte. Kendimi hiç affetmeyeceğim."

Aynı acıyı yeniden yaşıyorum

Bir başka anne anlatıyor: "Karnımda 27 günlükken 'ona' yazdığım 5 sayfalık mektubu çıkardım. Okuyup saatlerce ağladım. Acım hiç dinmedi. Kendimden hep nefret edeceğim. Yazdığım mektup sayfalarca özür ve bahaneden ibaret. Kürtaj çok sancılı geçmişti. 14 yıl oldu ama her regl dönemi onu yeniden içimden kazıdıklarını hissediyorum. Öylesine deli bir ağrım oluyor. Belki birkaç dakikalığına fakat beni yataklara düşürüp ağlatmaya yetecek kadar da uzun. Psikolojik olduğunu biliyorum. Ancak o acıyı asla unutmak istemediğim için doktora gitmiyorum."

Her yıl 46 milyon bebek doğmadan öldürülüyor

İstatistiklere göre dünyada yapılan yıllık kürtaj sayısı yaklaşık olarak 46 milyon. Günde 126 bin kürtaj yapılıyor. Kürtajın yüzde 78'i gelişmiş ülkelerde, yüzde 22'si ise gelişen ülkelerde gerçekleşiyor. Her sene yaklaşık 26 milyon kadının kürtajın yasal olduğu ülkelerde meşru hakkını kullandığı, 20 milyon kürtajın ise kanunlar tarafından yasaklanan ülkelerde yapıldığı kaydediliyor. Ayrıca, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) verilerine göre, dünyada her yıl yetkisiz kişilerce 18 milyon yanlış kürtaj yapılıyor. Bu operasyonlarda 68 bin kadın hayatını kaybediyor.

10'lu yaşlarda kürtaj sayısı artıyor

Amerika'da Advocates for Yought adlı kuruluşun, "10'lu Yaşlardakilerde Cinsel Hastalıklar, HIV Virüsü (AIDS) ve Gebelik" başlıklı araştırmasına göre, 2000 yılında kürtaj yaptıranların beşte biri 10'lu yaşlardaydı. Kürtaj oranı 1973'te yüzde 20'nin altında (744 bin 600) seyrederken, 1983'te yüzde 30,1'e çıktı. 2006 yılında 1,37 milyon, günde ise yaklaşık olarak 3 bin 700 kürtaj yapıldı. Kürtaj yaptıran kadınların yüzde 52'si 25 yaşın altında.

22. günde kalp atmaya başlar

Bir bebeğin döllenmeden 12. haftaya kadar gelişimi şu şekilde gerçekleşiyor:

22. günde: Kalp atmaya başlar. (Hamileliğin kesinleşmesi için en az 1 ay geçmesi gerekir. Dolayısıyla bir kadının hamileliği anlaşıldığında bebeğin kalbi atmaya başlamıştır.)

24-25. gün: Göz ve kulakla ilgili ilk oluşumlar, kol ve bacak tomurcukları oluşur.

30. günde: Gözdeki lens gelişmiştir.

36-42. gün: El ve ayak parmaklarını ayıran dokular ve dış kulak taslağı oluşur.

43-49. gün: Meme uçları, göz kapakları, üst dudak oluşmuştur. Anne hissetmese de bebek kıpırdamaya başlamıştır. EEG ile beyin dalgaları tespit edilir.

50-60. gün: Sinir sistemi oluşmuştur. Bebek ağrıyı ve acıyı hisseder. Kol ve bacakları uzamış, yüzü artık belirginleşmiştir. Kalp elektrosu kaydedilebilir.

9. haftada: Dış genital organlar oluşur.

10. haftada: Tırnaklar, parmak izleri oluşur.

11. haftada: Ultrasonda bebek parmağını emerken izlenebilir. Tat alma duyusu gelişmiştir. İçinde bulunduğu amniyo sıvısı tatlandırıldığında daha çok sıvı içerken, sıvının tadı ekşi yapıldığında içmekten vazgeçer.

12. hafta: Dış genital organlar tamamen belirginleşmiştir. Bebeğe iğne batırıldığında ağrıyla irkildiği, sinyal sesinden sonra iğne batırıldığında ve bu birkaç kez tekrarlandığında artık sinyal sesinden sonra iğne olmaksızın irkildiği, dolayısıyla bebeğin öğrenme duygusunun geliştiği ispatlanmıştır.

Şemsinur Özdemir

Yorum Gönder

yorumlarınıza ve yorum sayfası üzerinden bize sorduğunuz sorularınaza en kısa sürede dönmeye çalışacağız daha sağlıklı bir iletişim için sağ alt köşede çıkan whatsapp ikonuna tıklar iseniz direk whatsapp iletişimi sağlayabilirsiniz.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger] [facebook]

ivythemes

{facebook#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {twitter#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {google-plus#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {pinterest#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {youtube#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL} {instagram#YOUR_SOCIAL_PROFILE_URL}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget